Allah’a hamd olsun.
Belirgin kişiliğe sahip olan Müslüman, hayvan gibi şehvetine esir kalmaması için; yüce İslam dinimiz, şehvetin kontrol altına alınması, şehvetlerin arkasında koşmanın kötü sonuçlarından korumak için bir takım vacip ve mustehap eylemler meşru kılmıştır. Evlilik aracılığıyla şehvetini tatmin edemeyenlere meşru olan bu eylemlerden biriside oruç tutmaktır. Nitekim Abdullah bin Mesud radiyallahu anh şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bulunduğumuz dönemde gençtik ancak evlenecek bir durumumuz yoktu bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: " “Ey genç topluluğu! Sizden kim evlenmeye güç yetirirse, evlensin. Çünkü bu gözü (haramdan) daha iyi sakındırıcı, namusu daha iyi koruyucudur. Kim de güç yetiremezse, o oruç tutmalıdır. Zira oruç onun için şehvet kırıcıdır!”." (Buhari, 5066, Müslim, 1400)
Hadiste ki oruç tutmadan amaç, genç üzerinde ki şehvetin etkisini hafifletmesidir.
Her ne kadar bu hüküm gençlerin geneli için geçerli olsa da ahlaksızlığın ve bozulmanın çok, kötülüklerin sebeplerinin kolay, fitnenin fazla olduğu bir ortamda daha çok ihtiyaç vardır.
Özellikle de sapıklığın ve açılıp-saçılmanın çok olduğu toplumlarda yaşayan kimse için iffetini ve dinini koruması için bu ibadeti yerine getirmelidir. İnsan oruçla birlikte Allah'a dinini ve ırzını koruması için dua ederek yardım istemeli, İffetini koruyacak evliliği kendisine kolaylaştırmasını Allah’tan dilemelidir. Kendini koruyan ve Allah'ın emrini yerine getirerek istikamet üzerinde olanlara; Allah’ın onlara huriler hazırladığını unutmamalı.