Allah’ın izniyle İslam Soru ve Cevap sitesi’nin İslam ve Müslümanlara hizmeti devam ettirebilmesi için Lütfen cömertçe siteye destek olalım.
Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah'adır.İlim ehlinin çoğunluğu, haccın, gücü yeten herkesin derhal yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu görüşüne varmışlardır.
İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Kendisine hac farz olan ve haccı edâ etmeye imkân bulan kimsenin, onu derhal yerine getirmesi gerekir.Haccı geciktirmesi veya ertelemesi câiz değildir. Ebu Hanife ve Mâlik böyle demişlerdir.
Nitekim Allah Teâlâ hac hakkında şöyle buyurmuştur:
.. وَلِلّهِِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ اللهَ غَنِيٌّ عَنِ الْعَالَمِينَ [ سورة آل عمران من الآية: 97 ]
"Yoluna gücü yetenlerin Beytullah'ı haccetmeleri, Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. Kim de (haccın farz oluşunu) inkâr ederse, bilsin ki Allah, âlemlerden (onun haccından ve diğer amelinden) müstağnîdir." (Âl-i İmrân Sûresi: 97)" (el-Muğnî, cilt: 3, sayfa: 212)
Âyette geçen "gücü yetmek/istitâe" lafzından kasıt; bedensel ve mâli açıdan güç yetirmektir.
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi'nin fetvâlarında şöyle gelmiştir:
"Hac için güç yetirmekten kasıt; bedensel açıdan sağlıklı olması, Beytullah'a kendisini ulaştıracak uçak veya araba veya herhangi bir binek veyahut da durumuna göre yol ücreti gibi, ulaşım imkânına sahip olması, gidiş ve geliş sırasında kendisine yetecek yiyeceğe sahip olması, bütün bunların da hacdan dönünceye kadar nafakaları kendisine âit olan kimselerin nafakalarından arta kalan malla olması ve kadın ise, hac veya umre yolculuğu sırasında onunla birlikte kocası veya mahreminin olmasıdır." (İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Fetvâları; c: 11, s: 30)
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Güç yetirmek iki türlüdür:Bedensel ve mâli yönden güç yetirmektir. Mâli yönden güç yetirmek, haccın farz olmasının bir şartıdır. Bedensel yönden güç yetirmek ise, haccın edâsının bir şartıdır." (Aylık Görüşme; c: 1, s: 391)
Buna göre siz, gücünüz yettiğinden dolayı haccı edâ etmeniz size farz-ı ayındır. Farz-ı ayın, fakir olan komşunuza tasaddukta bulunmanızdan önce gelir. Çünkü fakir olan komşunuz, nafakası size âit olan kimselerden değildir. Sizin bu durumda ona sadaka vermeniz, nâfile babındandır. Farz ise, nâfileden önce gelir.
Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Meşrû bir şekilde haccı edâ etmek, farz olmayan sadakadan daha fazîletlidir.
Eğer bir kimsenin muhtaç olan akrabaları veya nafaka vermek zorunda olduğunuz fakirler varsa, bu takdirde onlara sadaka vermek (tasaddukta bulunmak) daha fazîletlidir.
Eğer ikisi de nâfile ise, bu takdirde hac daha fazîletlidir.Çünkü hac, hem bedensel, hem de mâli bir ibâdettir." (el-İhtiyârât; s: 116)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.
Bu konuda (83191) ve (106555) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.