Allah’a hamd olsun.
Birinci Teşehhüd’te sehiv yapıldığında iki durum söz konusudur:
Birincin durum: Kalkarken hatırlaması yani baldırları bacaklardan ayrılmış fakat ayağa kalkmamıştır. Bu durumda teşehhüde oturur ve namazın sonunda sehiv secdesini yapar.
İkinci durum: Ayağa dikildikten sonra hatırlaması. İster okumaya başlasın veya başlamasın bu durumda oturmaya geri dönmez. Çünkü tamamen oturuştan ayrılmış durumdadır. Daha fazla bilgi için (el Şerhulmumti, Şeyh İbn Useymin 3/131)
İkincisi:
İmam sehiv secdesini bir secde değil iki secde olarak yapması gerekirdi. Zira Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Biriniz namazında şüphe ederse doğru olanı araştırıp namazını tamamlasın. Daha sonra selam versin ve iki defa secdeye gitsin” (Buhari 401, Muslim 572)
Böylece sehiv secdesi iki olup bir değildir.
Üçüncüsü:
Şayet bir kimse sehiv secdesini bilmeyerek bir defa yaparsa ona bir şey gerekmez. Namazı doğru olduğu gibi arkasında kılan kişilerin de namazı geçerlidir. Bunun hükmü sehiv secdesini unutanın hükmüdür. Daha fazla bilgi için birinci teşehüdü unutup sehiv secdesine gitmeyenle ilgili (257) nolu sorunun cevabına bakınız.
Daimi Fetva Kurulu alimleri şöyle dedi: Şayet bir kimse kasıtlı olarak sehiv secdesini terk ederse namazı geçersiz olup tekrar kılması gerekir. Şayet sehiv secdesini bilmeyerek bırakırsa namazı geçerli olup tekrar kılması gerekmez.
İmam tekrar bu hataya düşmemesi için uyarılması gerekir.
Dördüncüsü:
İmam ikinci secdeyi yapmasa da cemaat ikinci secdeyi yerine getirmeleri gerekirdi. Böylece namazlarını eksiksiz kılmış olurlar.
Nevevi Rahimehullah şöyle dedi: “İmam sehiv secdesini sadece bir secde olarak yapsa imamın unuttuğunu varsayarak memum ikinci seceyi yapar. İmam, sehiv secdesini bilerek veya bilmeyerek terk ederse memum bu secdeyi yerine getirir. Çünkü sevih/hata yapıldığında namazı eksilir. İmam bunu telafi etmese de memum telafi eder.
Malik, Evzai, Leys, el Hasan, Nahai, Sevri ve Ebu Hanife bu görüştedir.