Çarşamba 27 Rebiüs-Sani 1446 - 30 Ekim 2024
Türkçe

Kur’an-ı Kerim’i Ezberleyen Kimsenin Dünyada ve Ahirette Ayrıcalıkları

Soru

Hafızlık, Kur’an’ı ezberleyen kimseye dünyada ve ahirette nasıl fayda sağlar? Akrabalarına ve soyuna ne gibi faydaları dokunacak? Kendinden önceki ve sonraki neslin bundan sağlayacağı fayda nedir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

İlk olarak:

Kur’an-ı Kerim’i ezberlemek Allah’ın rızasını kazanmak ve ahirette sevap elde etmek için yapılan bir ibadettir. İnsan bunu bu niyetle yapmazsa sevap kazanamaz. Bilakis Allah rızası dışında bir niyet için yaptığı için cezalandırılır.

Kur’an’ı ezberleyen kimsenin dünyalık bir menfaat elde etmek için Kur’an’ı ezberlememesi gerekir. Çünkü hafızlık dünyada bir ticaret eşyası olarak alıp satılacak bir şey değildir. Bilakis yüce Allah rızası için yapılan bir ibadettir.

Şüphesiz Allah celle celaluhu Kur’an’ı ezberleyen kimseye dünyada ve ahirette bazı ayrıcalıklar bahşetmiştir. Bunlardan:

Namazlarda imam olması için öncelik verilir.

Ebu Mesud El-Ensari’den gelen rivayete göre şöyle demiştir: Resulullah ‎sallallahu aleyhi vesellem‎ şöyle buyurmuştur: “Cemaata Kur’an’ı en iyi bilen ve okuyanları imam olsun. Kur’an bilgisinde eşit iseler, sünneti en iyi bilen; eğer sünnet bilgisinde de denk olurlarsa, önce hicret etmiş olan; hicret etmekte de aynı iseler, yaşça en büyükleri imam olsun. Hâkim ve yetkili olduğu yerde kişiye, izni olmadıkça bir başkası imam olmaya kalkmasın. Hiç kimse, başkasının evinde, izni olmadıkça ev sahibinin özel yerine oturmasın.’[1]

Abdullah İbn Ömer’den gelen rivayete göre şöyle demiştir: “Resulullah ‎sallallahu aleyhi vesellem‎ Kuba’ya gelmeden önce hicret eden ilk gurup muhacirlere Salim Mevla Ebi Huzeyfe imamlık yapıyordu. Herkesten daha iyi Kur’an’ı bilen ve okuyan oydu.”[2]

İki kişiyi aynı mezarda defnetmek zorunda kalırsak kabirde yönünü kıbleye vermede hafız olana öncelik verilir.

Cabir b. Abdullah’tan radiyallahu anhuma gelen rivayete göre şöyle demiştir: ‘Rasulullah ‎ sallallahu aleyhi vesellem ‎ Uhud şehîdlerinden iki kişiyi bir örtecek yer içinde, yani" bir kabir içinde birleştiriyordu. Sonra: "Bunların hangisi Kur’an’ı daha çok öğrenmiştir?" diye sorardı. Bu iki şehitten birine işaret edilince onu kabirdeki lahdin içinde önce geçirir ve: "Ben bu şehitler üzerine bir şahidim" buyurup onları yıkamadan ve üzerlerine cenaze namazı kılmadan, şehitlerin kendi kanlan içinde gömülmelerini emretti.”[3]

 Eğer gücü yetiyorsa emirlik ve başkanlıkta kendisine öncelik verilir.

Âmir b. Vâsile'den naklen rivayet etti ki, Nâfi' b. Abdilhâris  Usfân'da Ömer'e rastlamış. Ömer, kendisini Mekke'ye vali tayin ederdi. Ömer ona: Bu vadi halkına kimi yerine tayin ettin? diye sormuş, O da: İbni Ebzâ'yı cevâbını vermiş. Ömer: İbni Ebzâ kimdir? deyince; Vali:  Bizim azatlarımızdan biridir. cevâbını vermiş. Bunun üzerine Ömer: Sen, onların üzerine bir azatlıyı mı tayin ettin? demiş. Vali   Ama O, Allah’ın kitabını okur. Bütün miras ilmini de bilir. demiş. Ömer: şüphesiz Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem ‎ şöyle buyurdu; “Allah bu kitapla bazı kavimleri yükseltir; bazılarını da alçaltır.” dedi.[4]

Ahirete gelince:

Hafızın makamı ezberlediği son âyetle belirlenir.

Abdullah b. Amr’den rivayet edildiğine göre Resulullah ‎sallallahu aleyhi vesellem‎ şöyle buyurmuştur: "Kur'an ehline; Kur'an'ı oku ve yüksel, Kur'an'ı tıpkı dünyada okuduğun gibi tane tane tertil üzere oku, zira senin rütben, okuyacağın son âyetin yanındadır." denilecektir.[5]

Burada okumaktan kasıt: ezberlemektir.

 Hafızlar meleklere evlerinde arkadaşlık edecekler.

Aişe’den gelen rivayet göre Âişe şöyle demiş: Resûlüllah sallallahu aleyhi vesellem : “Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu güzel yapan), Sefere denilen Kiram ve berare meleklerle beraber olacaktır. Kur'ân'ı kekeleyerek ve zorlukla okuyana iki sevap vardır.’ buyurdular.[6]

 Ahirette hafıza şeref tacı ve şeref elbisesi giydirilecek

Ebu Hureyre’den gelen rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya: ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şeref elbisesiyle süslenecek. Yine Kur’an-ı Kerîm: ‘Allah’ım! Ona daha fazla ver’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an: ‘Rabb’im! O kulundan razı ve hoşnut ol!.’ Allah ta ondan razı olur. Daha sonra ona oku ve yüksel! Denir. Zira okuduğun her ayete bir sevap verilecektir."[7]

 Kur’an hafıza Rabbinin katında şefaatçi olacaktır.

Ebû Ümâmete'l-Bâhilî rivayet ettiğine göre şöyle dedi: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem 'i şöyle dediğini işittim: ‘Kur'ân-ı okuyun! Çünkü Kur'ân, onu okuyanlara kıyamet günü şefaatçi olarak gelecektir. Zehrâveyn'i (Bakara ile Âl-i İmrân) sürelerini okuyun! Çünkü onlar kıyamet gününde iki bulut yahut iki gölge veya iki gurup kuş gibi gelecek; okuyucularını müdafaa edeceklerdir. Bakara suresini okuyun! Zira onu okumak berekettir; terk etmek ise pişmanlıktır. Batale bunun ile baş edemezler. Muaviye şöyle dedi: ‘Duydum ki Batale, sihirbazlar manasına gelirmiş’ [8]

İkinci olarak:

Akraba ve soyuna gelince anne babasının şeref elbiseni giyeceği konusunda delil vardır. Bunun nedeni ise anne babasının çocuğu terbiye edip öğretmesinden dolayıdır. Cahil olsalar bile Allah onlara çocuğu vesilesi ile ikramda bulunur. Her kim çocuğunun Kur’an’ı öğrenmesine engel olmaya çalışırsa bu büyük bir kayıp ve mahrumiyettir.

Ebu Hureyre’den gelen rivayete göre şöyle dedi: Rasulullah ‎sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Kıyamet günü hafızın kabri yarıldığı zaman Kur’an gelir ve hafızın yanına gelir ona beni tanıyor musun?" der. Kur'an: "Gecelerini seni uykusuz bırakan, seni susatan bendim. Şüphesiz her tacirin ticaretinde umduğu şeyler vardır. İşte bugün ben de o ticaretin karşılığıyım " der. Sağından ona mülk, solundan ona ebedilik verilir ve başına da olgunluk tacı konulur. Anne ve babasına güzel elbiseler giydirilir. Dünya ve içindekiler bu elbiselerin değerine ulaşamaz. Anne ve baba "Ne ile giydirildik bunları" diye sorarlar. Onlara: "Çocuğunuza Kur’an’ı öğrettiğinizden dolayı giydirildiniz" denilir.’[9]

Bureyde Radiyallahu anhu’dan gelen rivayete göre şöyle demiştir. Rasulullah ‎sallallahu aleyhi vesellem ‎ şöyle buyurmuştur: “Kim Kur’an okur, öğrenir ve onunla amel ederse, kıyamet gününde anne ve babasına nurdan bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. Onun anne-babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı onunla boy ölçüşemez. Onlar, ‘Hangi amelimizin karşılığında bunlar bize giydirildi?’ diye sorarlar. ‘Çocuğunuzun Kur’an’ın hükümlerini tutması sebebiyle’ diye cevap verilir.”[10]

Allah en iyisini bilir.


[1] Muslim (673)

[2] Buhari (660)

[3] Buhari (1278)

[4] Muslim (817)

[5] Tirmizi  (2914) ve hadisin Hasen ve Sahih olduğunu söylemiştir. Elbani sahih Tirmizi de 2329 Hasen ve Sahih demiştir. Ebu Davud 1464

[6] Buhari (4653), Muslim (798)

[7] Tirmizi   (2915)

[8] Muslim (804)

[9] Taberani  el evsat(6/51)

[10] Hakim (1/756) silsile sahihe 2829

Kaynak: Şeyh Muhammed Salih El Muneccid