Perşembe 20 Cemaziyel-Evvel 1446 - 21 Kasım 2024
Türkçe

Bir Hristiyan, “Dinde zorluk yoktur” ayetiyle çelişen ayetlerin olduğunu iddia ediyor

Soru

Bir Hristiyan; Bakara suresinde geçen “Dinde zorluk yoktur” ayeti, “Müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün” ayetiyle ve muhaliflerin öldürülmesini emreden diğer ayetlerle çeliştiğini söylüyor. Bu kişiye nasıl cevap verilmeli?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Şüphesiz dinde zorlama olmamasıyla müşriklere savaş yapılması arasında çelişki yoktur. Nitekim müşriklerle savaşın nedeni onları İslam dinine girmeleri için değildir. Öyle olsaydı Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer dinde olanlarda İslam dinine girmeleri için savaşılacaktı. Oysa İslam dini tüm dinlere ve topraklara hakim olmasına rağmen onlar kendi dinlerini bugüne kadar yaşamışlardır. İslam tarihine göz atan kimse bunu görecektir. Asırlar boyunca Yahudiler ve Hristiyanlar dinlerini İslam topraklarında ve İslam egemenliği altında özgürce yaşamışlardır.

Oysa savaş emri iki sebepten dolayı olmuştur:

Birincisi: Müslümanları kendi topraklarında saldırmak isteyenlerle veya küfrün hakimiyetini İslam beldelerine hakim kılmaya uğraşanlarla savaşmak. Bu da İslam memleketlerini korumak cihadıdır. Tarih boyunca milleti ne olursa olsun her devlet için geçerlidir. Aksi takdirde ortada devlet kalmazdı. 

İkincisi: İnsanları, Allah’ın dininden alıkoyan veya Müslümanları İslam dinine davet etmelerini engelleyen kişilerle savaşmak. Buna talep cihadı denir. Böylece her iki cihad şekli meşrudur.

İbn Arabi el Maliki Rahimehullah şöyle dedi: “Müşrikleri öldürün” ayeti her müşrik için genel bir emirdir. Fakat sünnet bu genel emri özelleştirmiştir. Bunun üzerine Kadın, çocuk, papaz ve sıradan insanların öldürülmemesi emredilmiştir. Sonuç olarak öldürülecek kişiler savaşçı olan veya savaşa hazırlanmış kişilerdir. Ayetin anlamı şu şekilde olur: “Sizinle savaşan müşrikleri öldürün” (Ahkam el Kur’an 4/177)

Şeyh İslam İbn Teymiye Rahimehullah şöyle dedi: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Ben; insanlar Allah'tan başka ilahın olmadığına, Muhammed'in de Allah'ın elçisi olduğuna şehadet edinceye, namaz kılıncaya ve zekat verinceye kadar onlarla savaş etmekle emrolundum” bundan kasıt, İslam dinine savaş açan kişiler olup Allah’ın onlarla olan anlaşmalara vefalı olmamızı emrettiği gayri müslimler değil. (Mecmu Fetava 19/20)

Savaş, Allah’ın dinini yüceltme ve yaymaya karşı kişilere karşı olur. Zira yüce Allah şöyle buyurdu: “Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara/190) (Mecmu Fetava 28/354)

Bu bağlamda Bureyde Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir ordu veya bir savaş gurubuna önder tayin ettiğinde ona Allah’tan korkmasını ve beraberinde olan Müslümanlarla iyi geçinmesini emrederdi.. Sonra ona şöyle tavsiye ederdi: “Müşriklerden olan düşmanla karşılaştığın zaman onları üç seçeneğe ( üç güzel huya) da'vet et! Bunların hangisinde sana icabet ederlerse onu kabul et; ve kendilerini bırak! Sonra :Onları İslam'a davet et! Şayet sana icabet ederlerse onu kabul et; ve kendilerini (serbest) bırak!  Sonra kendilerini yurdlarından muhacirler diyarına girmeye davet et! Ve onlara haber ver ki (bunu yaparlarsa muhacirlerin lehine olan onların da lehine, aleyhine olan onların da aleyhine olacaktır.  !.. Eğer bunu kabul etmezlerse onlardan cizyeyi iste! şayet sana icabet ederlerse onu kabul et; ve kendilerini (serbest) bırak! Kabul etmezlerse artık Allah'dan yardım dileyerek onlarla savaş! (Muslim 1731 )

İbn Kayyım Rahimehullah şöyle dedi: Bureyde Hadisinden alınması gereken bir çok fayda bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir: “Cizye her kafirden alınabilir. Hadisin görünüşüne göre bu böyledir. Böylece bir kafiri diğer kafirden ayırmak veya cizyenin sadece ehli kitaba özel olduğu söylenemez. Hadisin sözcükleri ehli kitap (Yahudi ve Hristiyan)a özel olmasında dair hiçbir delil yoktur. Bununla birlikte Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem askeri ordularını genellikle putperestlere gönderirdi. Ayrıca Kur’an’da cizyenin sadece ehli kitaptan alınacağını sınırlandırmamıştır. Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Kur’an’da Ehli kitap, cizye verinceye kadar onlarla savaşılmasını emretmiş diğer yandan Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem müşrikler cizye verinceye kadar onlarla savaşılmasını emretmiştir. Böylece Kur’ana göre Ehli kitaptan cizye alındığı gibi hadisin genel anlamına göre tüm gayri müslimlerden alınır. Şüphesiz Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ateş taparları olan Mecusilerden cizye almıştır. Nitekim Mecusi ile putperestler arasında fark yoktur. (Ahkam Ehl Zimme 1/89)

Açıkla anlaşılıyor ki kendi inancında kalmak isteyen kişilerden cizye alınır ve onlarla savaşılmaz ve onların İslam dinine girmeleri zorlanmaz. 

En iyisini Allah bilir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi