Allah’a hamd olsun.
Şüphesiz yolculukta iftar etmek meşru olup Allah bu konuda ruhsat vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar.” (Bakara 184)
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem yolculukta bazen oruç tutar, bazen iftar ederdi. Aynı şekilde sahabeler de bazen oruç tutar bazen iftar ederlerdi. Her iki durumun da sakıncası yoktur.
İster arabada, ister deve üzerinde, ister gemide, ister uçakta olsun; orucu açmak Cenab-ı Hakk'ın yolcu için verdiği bir ruhsattır. Yolcunun Ramazan ayında orucunu açma hakkı vardır ancak orucu tutarsa sakıncası yoktur. Ama oruç tutmak ona zor geliyorsa orucunu bozması daha iyidir. Aynı şekilde çok sıcak havalarda orucu bozması daha iyidir. Ayrıca bir hadiste şöyle geçmektedir: “Allah günahların işlenmesinden hoşnut olmadığı gibi ruhsatlarının işlenmesinden hoşnut olur.”
Hava çok sıcak olduğunda sünnet olan orucu bozmaktır. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir adamın kendine gölge yaptırdığını görünce sormuş: “Nedir bunun durumu?” Sahabeler: “Oruçludur.” diye cevaplayınca Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Yolculukta oruç tutmak sevaptan değildir.” Yani sıkıntı ve eziyet çeken bir kimsenin oruç tutması doğru olmaz ancak oruçtan etkilenmeyen ve kendisine bir zararı olmayan kişiler oruç tutmakta özgürdürler. İster tutar ister iftar eder.
Hayatlarını seyahat ederek geçiren bu sürücülere gelince doğru görüş şudur:
Seyahat onun mesleği olsa bile orucu bozmasında ve iftar etmesinde sakınca yoktur. Günümüzde taksi şoförü de eskiden sürekli yolculukta olan bir devenin sahibi konumundadır. Sürekli seyahat eden biri olsa bile orucunu bozabilir, ancak bu yolcu memleketine döndüğünde orucu kaza eder. Bu onun mesleği olsa bile yolculuk durumunda ve bir şehirden/ülkeden diğerine gitmesi durumunda orucunu bozabilir.
Şeyh Abdulaziz bin Baz. (Fetâvâ Nûr ‘Alâ’d-Derb 3/1230)
En iyisini Allah bilir.