Allah’a hamd olsun.
Birincisi: Mü’min olan kimse hikmeti bilmese bile Allah’ın emirlerine teslim olması gerekir, nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: “ Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”([1])
Başka bir ayette: “Aralarında hüküm vermek için Allah’a (Kur’an’a) ve Resûlüne davet edildiklerinde, mü’minlerin söyleyeceği söz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”([2])
İkincisi: Mümin olan kimse yüce Allah’ın hikmet sahibi olduğuna kesin bir şekilde inanır, şüphesiz meşru kıldığı her şeyin büyük bir hikmeti vardır, Allah ancak içinde maslahat olan bir
Şeyi emreder, ve ancak içinde kötülük ve zarar olan şeylerden alıkoyar,İbn Kesir bu konuyu ne kadar güzel anlatmış “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şeriat en mükemmel şekilde gelmiştir, akılların doğru gördüğü mutlaka emretmiştir, aynı şekilde akılların kötü gördüğü şeyleri mutlaka alıkoymuştur, emrettiği bir şeye: keşke bu emredilseydi veya alıkoyduğu bir şeye: keşke bu alıkonulmasaydı denilecek hiçbir konu yoktur.” ([3])
Ancak söz konusu hikmetleri bazen biliriz, bazen bize gizli kalır, bazen de bir hikmetin çoğu veya bazısı gizli kalır.
Üçüncüsü: Alimler, hayızlı kadının oruç tutmasının haram olduğuna, ayrıca Ramazan ayı gibi vacip olan bir orucu yediği zaman kaza etmesinin vacip olduğuna icma’ etmişler.
Aynı şekilde hayızlı kadın oruç tuttuğunda orucu geçerli olmadığına icma etmişler. (50282) nolu soruya bakınız.
Ancak Hayızlının orucu geçersiz olduğunun hikmeti hakkında ihtilafa düşmüşler.
Bazıları: hikmeti bize açık değildir bilinmez.
İmam el Harameyn: “Hayızlının orucu geçersiz olmasının anlamı bilinmemektedir, zira taharet oruç için şart değildir.”([4])
Bazıları: Hayızlının adet vakinde oruç tutmasından hikmet Allah’ın kadına rahmetidir, çünkü kanın akması onu zayıflatır, hayızlı iken oruç tutarsa hem hayızlık meşakkati hemde orucun meşakkati birleşir, bu nedenle oruçtan muaf tutulmuş çünkü oruç ona zarar verebilir.
Şeyhul islam: “Kıyas gereği hayızlı hakkında ki hikmeti şöyle açıklarız:şeriat her şeyde adaleti sağlamıştır, ibadette israf nehyedilen bir zulümdür, bilakis ibadetlerde orta halli olmayı emretmiştir, bu nedenle iftarda acele edilmesi ve sahurun geciktirilmesini emretmiştir. Ve sürekli oruçlu olmayı da yasaklamıştır. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “En adil ve fazîletli oruç, Dâvud’un tuttuğu oruçtur; o bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı, karşılaştığı zaman kaçmazdı” demiştir. İbadette adaletli olmak şeriatın amaçlarındandır bu nedenle yüce Allah şöyle buyurmuştur: “ Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.”([5] ( Başka bir ayette: “Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkâr edenlere de acı bir azap hazırladık.” ([6]) İşte onlar zulmettikleri için yüce Allah helal olan şeyler onlara haram kılmakla cezalandırmıştı. Vasat ümmete ise Allah temizleri helal kılmış kötülükleri haram kılmış. Aynı şekilde oruçlu iken onu besleyecek be güçlendirecek şeylerin almasını yasaklamış aynı zamanda onu zayıf düşürecek beslendiği maddeleri çıkarması da yasaklanmıştır. Aksi takdirde kendine zarar vermiş olur ve ibadetinde adaletli olmaz.
İnsandan çıkan maddeler iki türdür. Birincisi elinde olmadığı halde çıkar ve çıkması ona zarar vermez dışkı ve sidik, zira bunları çıkarmaktan kaçınmak mümkün değil bilakis çıkması onun için faydalıdır. Aynı şekilde (zorlayan) kusma ve rüyada ihtilam olmakta kaçınılması mümkün olmayan şeylerdendir.
Oruçlu, kendisi kusarsa kusmasıyla birlikte besinleri çıkar, mastürbasyon da şehveti tatmin etmek var bunların çıkmasından insan sorumludur, bunun üzerine hayızlı kadın kanın akmadığı diğer günlerde oruç tutabilir, zira onu zayıf düşüren kanın akmadığı günlerde oruç tutması daha adaletli olur. Çünkü onu besleyen ve güçlendiren kanın çıkması onu adaletli ibadet durumundan uzaklaştırır. bu nedenle hayızlı günler dışında oruç tutması emredilmiştir. ([7])