Allah’a hamd olsun.
Yüce Allah tövbe edenlerin tüm günahlarını affedeceğini bildirerek şöyle buyurmaktadır: “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[1] Nitekim bu şirk dahil tüm günahları kapsar, her kim tövbe ederse Allah kabul eder.
Şirk’ten tövbe ve tövbenin kabul olması ile ilgili şöyle bir ayet zikredilmektedir: “Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar. Kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada ebedî kalır. Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” [2]
Başka bir ayette Hristiyanların şirk ve küfürlerinden bahsetmiş daha sonra tövbeye çağırmıştır: “And olsun, “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler kâfir oldu. Hâlbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, and olsun onlardan inkâr edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır. Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve O’ndan bağışlanma istemezler? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”[3]
Bunun üzerine günah ne kadar büyük olursa olsun, yüce Allah’ın ihsan ve keremiyle affetmesi daha da büyüktür.
Sana düşen tek şey Allah’a yönelmendir. Yaptıklarından pişman olmak ve bir daha günahlara dönmemek üzere azim göstermektir. Allah’ın rahmeti ve muvaffiyeti senin üzerine olsun. İslam önceki günahları siler, aynen Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemAmr bin el As Radiyallahu anhu’ya dediği gibi: “ Ey Amr İslam’ın İslam’dan önceki günahları sildiğini bilmiyor musun?” [4]
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemşöyle buyurmuştur: “Günahından tövbe eden kişi, o günahı hiç işlememiş gibidir.”[5]
Şayet kul tövbe ederse Allah kabul eder ve onu bağışlar nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: “O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.”[6] Başka bir ayette: “Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.”[7]
Kul, rabbi hakkında iyimser olması gerekir, tövbesinin kabul edileceğini ümit etmesi gerekir, çünkü yüce Allah kudsi hadiste şöyle demektedir: “Ben kulumun benim hakkımdaki zannına göreyimdir.”[8] İmam Ahmed’in 16059 nolu rivayetine göre: “Ben kulumun benim hakkımdaki zannına göreyimdir, istediğini zannetsin”
İmanı güçlendirmek ise bir çok şeyle mümkündür bunlardan bazıları:
1- Allah’ı çok anmak ve Kur’ân-ı Kerim okumak, Peygambere salat getirmek.
2- Farz namazları kaçırmamak ve nafile namazları çokça yapmaktır. Kul bunları yaptığı takdirde; Allah’ın sevgisini kazanır, muvaffak olur. Nitekim bir hadiste şöyle geçmektedir: "Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona savaş ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır.”[9]
3- Günahlardan kaçan, ibadetlere düşkün ve iyi insanlarla arkadaşlık kurmak.
4- Tövbe eden salih kullar, alimler ve zahitlerin hayatlarını okumak.
5- Günahları hatırlatacak veya günahlara çekecek her şeyden uzak durmak.
Kısacası İman, ibadet ve Allah’ın emirlerini yerine getirerek ve haramları bırakarak güçlenir.
Kalbin hidayete ermesi ve tövbeye muvaffak olmanı yüce Allah’tan dileriz.
En doğrusunu Allah bilir.
[1] Zümer 53
[2] Furkan 68-70
[3] Maide 73-74
[4] Muslim 121, İmam Ahmed 17861
[5] Timizi, Elbani sahih demiştir.
[6] Şura 25
[7] Taha 82
[8]Buhari 7066, Muslim 2675,
[9] Buhari 6137