Perşembe 18 Ramazan 1445 - 28 Mart 2024
Türkçe

Çocuk kırkıncı güne erişince onun için yemek dağıtmanın hükmü nedir?

Soru

Bizde, sünnet mi yoksa bid'at mı olduğunu bilmediğim bir gelenek var. Bu geleneğe göre çocuğun kırkıncı gününde âilesi büyük miktarda yemek yapar, onu akrabalara ve komşulara dağıtırlar. Bu gelenek bizde "Doğuş" olarak adlandırılır.
Bu amelin, meşruluğu (dîne uygunluğu) nedir?
Bu amel, sünnet midir? Yoksa kaçınmamız gereken bir bid'at mıdır?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Meşru olan; çocuk dünya geldiğinde âilesinin onun için yedinci günde Akika kurbanı kesmesidir. Akika kurbanı, erkek için iki koyun, kız için ise bir koyun kesilir.Çocuğun âilesi, Akika kurbanının etini dağıtabilir veya bir kısmını yiyebilir.Aynı şekilde Akika kurbanının hepsini veya bir kısmını pişirebilir ve pişirdiğini akrabalara ve komşulara dağıtabilir.

Çocuğun âilesi, Akika kurbanını yedinci günde kesemezse, ondördüncü günde kesebilir. Ondördüncü günde de kesemezse yirmibirinci günde kesebilir. Yirmibirinci günde de kesemezse, artık bundan sonraki gücü yettiği hangi günde dilerse kesebilir.

Akikanın hükmü hakkında (20018) nolu sorunun cevabına bakabilirsiniz.

Akika kurbanının etini çiğ veya pişmiş olarak dağıtmanın câiz oluşu hakkında (26046), (8423) ve (8388) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.

Doğumun veya vefatın kırkıncı gününün dînde hiçbir delili yoktur. Bu, Firavun âdetidir. Müslümanın, bu günde ibâdet veya taat ile ilgili birtakım şeyler yapmaya çalışması câiz değildir.

(12552) nolu sorunun cevabında değerli âlim Abdulaziz b. Baz'dan -Allah ona rahmet etsin- "Kırkıncı Gün" hakkında şunu nakletmiştik:

"Kırkıncı günde aslolan; bunun Firavun âdeti olduğudur. Zirâ bu âdet, İslâm'dan önce Firavunlarda mevcuttu. Daha sonra bu âdet yaygınlaşmış ve başkalarına sirayet etmiştir. Dolayısıyla bu âdet, çirkin bir bid'attır.İslâm'da hiçbir dayanağı yoktur. Bu âdeti, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olan şu hadis kesin olarak reddeder:

مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ. [ متفق عليه ]

"Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se,o ihdâs ettiği şey, kendisine reddolunmuştur (bâtıldır)." (Buhârî; hadis no: 2697.Müslim; hadis no: 1718)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi her türlü bid'atlardan sakındırmış ve şöyle buyurmuştur:

وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلالَةٌ، وَكُلَّ ضَلَالَةٍ فِي النَّارِ. [ رواه أبو داود، والنسائي، وصححه الألباني في صحيح أبي داود، و ]

"(Dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerden sakının.Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan her yenilik, bid'attir. Her bid'at, dalâlettir (sapıklıktır). Her dalâlet(in sahibi) de ateştedir."(Ebu Davud; hadis no: 4607. Nesâî; hadis no: 1578. Elbânî; 'Sahih-i Ebî Davud; hadis no: 3851'de "hadis, sahihtir" demiştir.)

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi