Perşembe 20 Cemaziyel-Evvel 1446 - 21 Kasım 2024
Türkçe

Çocuk kırkıncı güne erişince onun için yemek dağıtmanın hükmü nedir?

Soru

Bizde, sünnet mi yoksa bid’at mı olduğunu bilmediğim bir gelenek var. Bu geleneğe göre çocuğun kırkıncı gününde âilesi büyük miktarda yemek yapar, onu akrabalara ve komşulara dağıtırlar. Bu gelenek bizde “Doğuş” olarak adlandırılır.

Bu amelin, meşruluğu (dîne uygunluğu) nedir?

Bu amel, sünnet midir? Yoksa kaçınmamız gereken bir bid’at mıdır?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd,yalnızca Allah’adır.

Meşruolan; çocuk dünya geldiğinde âilesinin onun için yedinci günde Akikakurbanı kesmesidir. Akika kurbanı, erkek için iki koyun, kıziçin ise bir koyun kesilir.Çocuğun âilesi, Akikakurbanının etini dağıtabilir veya birkısmını yiyebilir.Aynı şekilde Akikakurbanının hepsini veya bir kısmını pişirebilirve pişirdiğini akrabalara ve komşulara dağıtabilir.

Çocuğunâilesi, Akika kurbanını yedinci günde kesemezse, ondördüncügünde kesebilir. Ondördüncü günde de kesemezse yirmibirinci gündekesebilir. Yirmibirinci günde de kesemezse, artık bundan sonraki gücüyettiği hangi günde dilerse kesebilir.

Akikanınhükmü hakkında (20018) nolu sorunun cevabınabakabilirsiniz.

Akikakurbanının etini çiğ veya pişmiş olarakdağıtmanın câiz oluşu hakkında (8423) ve (8388) nolu sorularıncevaplarına bakabilirsiniz.

Doğumunveya vefatın kırkıncı gününün dînde hiçbir delili yoktur.Bu, Firavun âdetidir. Müslümanın, bu günde ibâdet veya taat ile ilgilibirtakım şeyler yapmaya çalışması câiz değildir.

(12552)nolu sorunun cevabında değerli âlim Abdulaziz b. Baz’dan -Allah onarahmet etsin- “Kırkıncı Gün” hakkında şununakletmiştik:

“Kırkıncıgünde aslolan; bunun Firavun âdeti olduğudur. Zirâ bu âdet, İslâm’danönce Firavunlarda mevcuttu. Daha sonra bu âdetyaygınlaşmış ve başkalarına sirayetetmiştir. Dolayısıyla bu âdet, çirkin birbid’attır.İslâm’da hiçbir dayanağı yoktur. Bu âdeti, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-‘den sâbit olan şu hadis kesin olarak reddeder:

مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ. [ متفق عليه ]

“Her kim, bu işimizde (dînimizde)onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur’anve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se,o ihdâs ettiği şey, kendisinereddolunmuştur (bâtıldır).” (Buhârî; hadis no:2697.Müslim; hadis no: 1718)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi hertürlü bid’atlardan sakındırmış ve şöylebuyurmuştur:

وَإِيَّاكُمْوَمُحْدَثَاتِ الأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍضَلالَةٌ، وَكُلَّضَلَالَةٍ فِي النَّارِ. [ رواه أبو داود،والنسائي، وصححه الألباني في صحيح أبي داود، و ]

“(Dîndeaslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerdensakının.Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan heryenilik, bid’attir. Her bid’at, dalâlettir (sapıklıktır).Her dalâlet(in sahibi) de ateştedir.”(Ebu Davud; hadis no: 4607. Nesâî; hadis no: 1578. Elbânî; ‘Sahih-iEbî Davud; hadis no: 3851’de “hadis, sahihtir” demiştir.)

Allah Teâlâen iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi