Allah’ın izniyle İslam Soru ve Cevap sitesi’nin İslam ve Müslümanlara hizmeti devam ettirebilmesi için Lütfen cömertçe siteye destek olalım.
Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah'adır.Akşam zikirleri, güneş zevâli aştıktan sonra (öğle namazının ilk vaktinden itibaren) başlar, güneş batıncaya ve gecenin ilk vaktine kadar devam eder.
Sabah zikirleri ise fecrin doğuşundan itibaren başlar, zevâl vaktine kadar devam eder.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا[ سورة طه الآية: ١٣٠]
"(Ey Peygamber!) Sen, onların (yalanlayanların) söylediklerine (yalan sözlerine) sabret. Güneşin doğmasından önce (sabah namazında) ve güneşin batmasından önce (ikindi namazında) Rabbine hamdederek O'nu tesbih et. Gecenin bir kısım saatleri (yatsı namazı) ile gündüzün etrafında (öğle ve akşam namazlarında Rabbini) tesbih et.Umulur ki (bu amellere karşılık mükâfat alırsın da) râzı (hoşnut) olursun." (Tâhâ Sûresi: 130).
Yine, Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنْ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ[ سورة الأعراف الآية: ٢٠٥]
"(Ey Peygamber!) Sen, içinden yalvararak ve (kalbin) ürpererek, yüksek olmayan(orta) sesle sabah-akşam Rabbini zikret. (Rabbini zikretmeyen) gâfillerden olma." (A'râf Sûresi: 205).
Âyette geçen "el-Âsâl" kelimesi, "Asîl" kelimesinin çoğulu olup, ikindi ile akşam arasındaki vakit anlamına gelir.
Yine, Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
اللَّهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ * وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ[سورة الروم الآية: ١٧ – ١٨]
"(Ey mü'minler!) Siz, akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd-u senâ O'na mahsustur." (Rum Sûresi: 17-18).
Muvaffakiyet, Allah Teâlâ'dandır.
Allah Teâlâ, Peygamberimiz Muhammed'e, âile halkına ve ashâbına salât ve selâm eylesin.
İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi
Abdulaziz b. Abdullah b. Baz, Abdulaziz Âl-i Şeyh, Salih el-Fevzân, Bekr Ebu Zeyd.
Bkz: "İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Fetvâlârı"; c: 24, s: 178.
Daha fazla bilgi için (22765) nolu sorunun cevabına bakınız.