Allah’a hamd olsun.
Dua iki çeşittir:
Birincisi: Zaman, mekan, ibadet, sayı ve fazilet bakımından sınırlı olan duadır. Namazda Fatiha’dan önce okunan subhaneke duası, helaya girerken okunan dua, yatmadan önce okunan dua ve mescide girerken okunan dua; bu türün bazı örnekleridir.
Bu tür dualarda meşru olmayan başka bir dua oluşturulması caiz olmadığı gibi duanın makbul olması için ihlas ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in dua ettiği gibi dua etmek şarttır.
Şeyhülislam İbn Teymiye Rahimehullah şöyle dedi: “Şer’i olmayan bir virdi edinmek, meşru olmayan veya bir zikri sünnet yapmak caiz değildir. Bununla birlikte meşru olan zikir ve dualar insanın tüm amaç ve isteklerini karşılamaktadır. Meşru dualar varken bidat ve oluşturulan duaları ancak cahil veya haddi aşanlar tercih eder.” Mecmu fetava 22/511
Bu konuda vacip olan husus şudur: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’den rivayet edilen sahih hadislerde geçen ve belirli yer ve zamanlarda yapılan dualarla dua etmektir.
Bu nedenle ilim ehli kaynaklardan duaları toplamış ve herkesin eli altında olmasını sağlamışlardır. Böylece bidat ve sabit olmayan dualara ihtiyaç duyulmayacaktır.
Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi için (11017) nolu sorunun cevabına bakınız.
İkincisi: sınırsız dua; Şeriatta her hangi bir durum veya zaman için belirli bir dua belirlenmeyen duadır. Örnek: Gecenin son üçte bir vaktinde vb. vakitlerde dua etmek.
Bu tür dua, şeriatta belirlenmiş bir dua şekliyle sınırlı değildir. Bilakis herkes istediği şekilde dua edebildiği gibi dua ede kişi, Allah’tan tüm ihtiyaçlarını isteyebilir. Bu tür duada salih kişilerin dualarından istifade etmekte sakınca yoktur. Aynı şekilde zayıf hadislerde geçen dua tabirleriyle dua etmek de caizdir. Bu duaların fazileti olduğuna itikat etmemesi ve kendini bu dualarla şartlanmaması gerekir. Arada bir bu dualarla dua ederse sakınca yoktur. Zira sürekli aynı dualarla dua ederse söz konusu dualara sünnet konumuna getirmiş olacaktır.
En iyisini Allah bilir.