Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah'adır.
Birincisi:
Mestlerin üzerini mesh etmenin câiz olabilmesi için mestleri abdestli olarak giymiş olmanın şart olduğu konusunda ilim ehli arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur. Eğer bir kimse, mestlerini abdestsiz olarak giyerse, mestlerin üzerini mesh etmesi sahih olmaz.
Nitekim İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Mestlerin üzerini mesh etmenin câiz olabilmesi için mestleri abdestli olarak giymiş olmanın şart olduğu konusunda âlimler arasında bir görüş ayrılığı olduğunu bilmiyoruz."[1]
İkincisi:
İlim ehlinin çoğunluğu, mestlerin üzerini mesh etmenin câiz olabilmesi için şart olan temizliğin (abdestin), su ile olan temizlik (abdest) olduğu görüşüne varmıştır. Yani; bir kimsenin, mestleri giymeden önce abdest almış veya yıkanmış (boy abdesti almış) olması gerekir. Eğer suyun olmaması ya da suyu kullanamaması sebebiyle teyemmüm aldıktan sonra yeniden abdest almak ve mestlerin üzerini mesh etmek isterse, bunu yapamaz.
Nitekim İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Bir kimse, teyemmüm aldıktan sonra mestlerini giyerse, abdest alırken mestlerinin üzerini mesh edemez.
1. Çünkü bu kimse, mestlerini tam bir temizlik halinde giymemiştir.
2. Çünkü teyemmüm, temelinden bozulan zarûrî bir temizliktir. Dolayısıyla bu kimse, mestleri abdestsiz olarak giyen kimse gibidir.
3. Çünkü teyemmüm, hadesi ortadan kaldırmaz (abdestsizliği gidermez). Dolayısıyla bu kimse, hadesi gidermemiş halde mestlerini giymiş demektir."[2]
Fıkıh Ansiklopedisi'nde şöyle gelmiştir:
"Şâfiîlerin dışında âlimlerin çoğunluğu, temizliğin su ile olmasını şart koşmaktadır. Tıpkı abdest veya boy abdesti gibi...
Şâfiîler ise, temizliğin, su veya teyemmüm ile olabileceğini câiz görmektedirler. Fakat bu, suyun olmamasından dolayı değil de, suyu kullanamama durumundadır."[3]
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin-:
"Bir kimse, teyemmüm aldıktan sonra mestlerini giyerse, su bulduğunda mestlerinin üzerini mesh etmesi câiz midir (mesh edebilir mi)? Diye sorulmuş, bunun üzerine o, bu soruya şöyle cevap vermiştir:
"Bu kimsenin, eğer teyemmüm aldıktan sonra giymişse, mestlerinin üzerini mesh etmesi câiz değildir. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
دَعْهُمَا، فَإِنِّي أَدْخَلْتُهُمَا طَاهِرَتَيْنِ، فَمَسَحَ عَلَيْهِمَا. [ متفق عليه ]
"Onları çıkarmayı bırak. Çünkü ben, ayaklarımı abdesti olarak mestin içine koydum. Ardından onların üzerine meshetti."[4]
Teyemmüm temizliği, ayaklarla ilgili değildir. Aksine teyemmüm temizliği, yüz ve iki elle ilgilidir. Buna göre, bir kimsenin yanında su yoksa veya hasta olduğundan dolayı abdest almak için su olduğu halde suyu kullanamıyorsa, bu takdirde abdestsiz de olsa mestlerini giyer. Su yoksa, su buluncaya kadar ya da hasta ise hastalığından iyileşinceye kadar, mestler sınırlı bir zaman için ayaklarında kalır. Çünkü bu kimsenin teyemmüm temizliği ile hiçbir ilgisi yoktur."[5]
Allah Teâlâ en iyi bilendir.