Allah’a hamd olsun.
Yabancı bir kadınla konuşmanın şer’i şartları, şu ayette belirtilmektedir: “...Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir...” (Ahzab 53)
Ve yine yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.” (Ahzab 32)
Kurtubî r.h, bu ayetin tefsirinde şöyle dedi: Yani aşırı nazik sözler kullanmayın. Allah onlara konuşmalarının ciddi, kısa sözlü ve cıvık olmamasını; karşı tarafla duygusal bir ilişki olduğunu gösterecek şekilde yumuşak olmamasını emretmiştir. Zira cahiliyette Arap kadınlar, fahişe kadınlar gibi erkeklerle konuştuklarında seslerini inceltir ve yumuşak sözcüklerle konuşurlardı. Yüce Allah Müslüman kadınları bu tür konuşmalardan sakındırdı.
Aksi takdirde kalbinde hastalık olan kişi ise göz diker, yani flörte ve ahlaksızlığa talip olur.
Güzel ve doğru söz söylemek şeriatın ve nefislerin inkâr etmediği bir husustur. Bir kadın, yabancılarla veya eşi dışında evlilik nedeniyle mahremi olan erkeklerle konuştuğunda sesini yükseltmeden sert bir şekilde konuşması tavsiye edilir çünkü kadının sesini kısması emredilmiştir.
Yabancı bir kadınla konuşmak; Fetva sormak, alım-satım yapmak veya evin sahibi hakkında soru sormak gibi bir ihtiyaç için yapılmalı ve konusunda ya da üslubunda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kısa ve öz olmalıdır.
Yabancı bir kadınla görüşmenin soruda belirtilen beş hususla sınırlandırılması konusuna gelince, bu hususlar şer’i şartlara bağlı kalındığı takdirde örnek olarak verilebilir ancak sınırlandırılmaz. Şüphesiz gerektiğinde şer’i şartlara uyularak davet, fetva, alım-satım vb. gibi konularda kadınlarla konuşulabilir.
En iyisini Allah bilir.