Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah'adır.Özürsüz olarak farz namazlardan bir veya birden fazla vakti terk eden kimsenin samimi bir şekilde Allah'a tevbe etmesi gerekir.Bundan dolayı o namazı kaza etmesi ve o namaz için keffâret vermesi gerekmez. Çünkü farz namazı kasten terk etmek, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şu sözü gereği büyük (dînden çıkaran) küfürdür:
اَلْعَهْدُ الَّذيِ بَيْـنَناَ وَبَيْـنَهُمُ الصَّلاَةُ، فَمَنْ تَرَكَهاَ فَقَدْ كَفَرَ. [ رواه أحمد والترمذي أبو داود وصححه الألباني ]
"Bizimle onlar (münâfıklar) arasındaki sözleşme, namazdır. Kim, namazı terk ederse, kâfir olur." (Ahmed, hadis no: 22428. Tirmizî; hadis no: 2621. Nesâî; hadis no: 462. Elbânî de hadis sahihtir, demiştir.)
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- yine bu konuda şöyle buyurmuştur:
بَيْنَ الرَّجُلِ وَ بَيْنَ الْكُفْرِ وَالشِّرْكِ تَرْكُ الصَّلاَةِ. [ رواه مسلم ]
"Kişi ile küfür ve şirk arasındaki sınır, namazın terkidir." (Müslim, hadis no: 242)
"Bir veya birden fazla vakit farz namazı terk etmenin, nasuh tevbesinden başka keffâreti yoktur. " (Bkz: "İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları", c: 6, s: 50)
"Ayrıca namaz, (Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- tarafından) belirli vakitlerle tayin edilmiş bir ibâdettir.Namaz ve oruç gibi, belirli bir vakitletayin edilmiş bir ibâdeti, mazeretsiz olarak vakti çıkıncaya kadar edâ etmeyip terk eden, sonra da bu davranışından dolayı tevbe eden kimse, terk ettiği o ibâdeti kaza etmez. Çünkü Allah Teâlâ ve elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- tarafından belirli bir vakitle tayin edilen ibâdetin ilk ve son vakti bellidir." (Muhammed b. Salih el-Useymîn Fetvâları; c: 1, s: 322)
Eğer uyku veya unutkanlık gibi bir mazerete sebebiyle namazı terk etmişse, onun keffâreti, hatırladığı anda kılmasıdır. Namazın bundan başka keffâreti yoktur.
مَنْ نَسِىَ صَلاَةً أَوْ نَامَ عَنْهَا فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا لاَ كَفَّارَةَ لَهَا إِلاَّ ذَلِكَ. [ رواه البخاري ومسلم ]
"Kim, bir namazı unutur veya uyku sebebiyle kılamazsa, hatırladığında onu kılsın. Namazın bundan başka keffâreti yoktur." (Buhârî, hadis no: 572. Müslim, hadis no: 1564)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.