Allah’a hamd olsun.
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu soruya şöyle cevap vermiştir:
"Bu davranış câiz değildir. Umre yapmak isteyen bir kadının, -âdetli de olsa-, mikat yerini ihramsız geçmesi câiz değildir. Âdetli halde bile ihrama girerse, ihramı geçerli ve sahih olur.Bunun delili; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Vedâ haccını edâ etmek için Zulhuleyfe'de konaklarken Ebu Bekir'in -Allah ondan râzı olsun- hanımı Umeys'in kızı Esmâ (Muhammed'i) doğurdu. Bunun üzerine ne yapması gerektiğini sorması için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e birisini gönderdi.
"Umre yapmak isteyen kadının, -âdetli olsa bile- ihrama girmeden mikat yerini geçmesi câiz değildir. Çünkü kadın âdetli olduğu halde ihrama girip niyetini yapar. Bu şekilde ihramı sahihtir. Bunun delili; Ebu Bekir'in -Allah ondan râzı olsun- hanımı Umeys'in kızı Esmâ -Allah ondan râzı olsun-, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Vedâ haccını edâ etmek için Zulhuleyfe'de konaklarken o doğum yaptı.
Bunun üzerine o:
Ne yapmalıyım? Diye Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e haber yolladı.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de ona şöyle buyurdu:
"Boy abdesti al (yıkan), bir bez parçasını fercine sıkıca bağla ve ihrama niyet et."
Âdet kanı, (hüküm bakımından) loğusalık kanı gibidir.
Buna göre biz de âdetli kadına deriz ki:
"Umre veya hac yapmak istediğinde mikat yerine uğradığın zaman: "Boy abdesti al, bir bez parçasıyla fercini sıkıca bağla, sonra da ihrama niyet et."
Hadiste geçen "İstisfâr" kelimesinin anlamı: Kadının, bir bez parçasını sıkıca fercine bağlaması, sonra da hac veya umre için niyet etmesidir. Fakat âdetli kadın Mekke'ye ulaştığında Beytullah'a gitmez ve âdetten temizleninceye kadar onu tavaf edemez. Bunun içindir ki Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- umre sırasında âdet olan Âişe'ye -Allah ondan râzı olsun- şöyle demişti:
"Hacının yaptığı her şeyi yap, ama temizleninceye kadar Beytullah'ı tavaf etme." (Buhârî ve Müslim).
Y'ne Buhârî'nin sahihinde, Âişe -Allah ondan râzı olsun- âdetten temizlenince Beytullah'ı tavaf ettiğini, Safâ ve Merve arasında sa'y ettiğini zikretmiştir. Bu da bir kadın âdetli olduğu halde hac veya umre için ihrama girdiğinde veya tavaftan önce âdet olduğunda âdetten temizlenip yıkanıncaya kadar tavaf ve sa'y yapamayacağına delildir.
Eğer temiz halde iken tavaf ettikten sonra ve sa'ydan önce âdet olursa, bu takdirde âdetli olsa bile, sa'yına devam eder. Sonra da saçından bir parmak boğumu kadarını kısaltır ve böylece umresini bitirmiş olur. Çünkü Safâ ve Merve arasında sa'y etmek için abdestli olmak şart değildir.