Allah’a hamd olsun.
Şüphesiz ortaya yeni atılan bidatlerden biride; Kur’ân-ı Kerim’in bir takım ayet veya surelerini belirli hastalık veya problemler için özel kılmaktır. Bu konuda her hangi bir delil yoktur.
Şeyh Bekir Ebu zeyd Rahimehullah şöyle dedi: delil olmadan özelleştirmek bidatlardandır. Bir ayeti veya sureyi belirli zaman veya mekanda bir takım ihtiyaçlar için okumak delilsiz özelleştirmedir.[1]
Bu konuda daimi fetva kuruluna şöyle soru sorulmuştur:
“Uganda’da bir kişi duada bulunacağı zaman -özellikle rızkın genişliği için- eğitimli şahısları çağırır, onlar da gelir. Her biri kendi mushafını taşır, ve okumaya başlarlar, birisi Yasin suresini okur çünkü Kur’ân’ın kalbidir, diğeri Kehf suresini okur, üçüncüsü Vakia veya Rahman suresiniokur, Duhan, Mearic, Nun, Mülk, Muhammed, Feth vb. süreleri okurlar, Bakara ve Nisa suresinden okumazlar, böyle bir dua yöntemi İslam’da meşruiyeti var mı? Diye soruldu. Bunun üzerine Daimi Fetva Kurulu şöyle cevap verdi: “ Anlamını düşünerek okunan Kur’ân en üstün ibadetlerdendir, Allah’a dua etmek hayırda muvaffak olmak ve rızıkta genişlik için vb. isteklerde bulunmak meşru bir ibadettir. Ancak soruda anlatılan tarzda belirli sureleri birkaç şahısa dağıtılıp her biri bir sure okuyup dua etme şekli bidattır. Çünkü böyle bir yöntem Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’den ne eylem nede söz olarak rivayet edilmemiştir. Aynı şekilde her hangi bir sahabeden nede seleften böyle bir şey rivayet edilmemiştir. Hayırlı olanda selefe ittiba etmektir. Şer ve kötülükte, sonradan gelen bidatlara uymaktır. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’den şöyle rivayet edilmiştir: “Her kim bu dinimizde olmayan bir şey katarsa o amel kabul edilmez”[2]
Daimi Fetva Kurulu, Kehf, Secde, Yasin, Fussilet, Duhan, Vakia, Haşr, Mülk surelerin kurtarıcı olarak adlandırılmasını soruldu. Bunun üzerine şöyle cevap vermiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’den bu surelerin kurtarıcı sure olarak nitelendirildiğine dair her hangi bir rivayet yoktur. Her kim bu sureleri kurtarıcı diye nitelerse o cahil ve bidatçıdır. He kim bu sureleri böyle bir sıralamaya tabi tutar ve diğer kuran surelerinden bağımsız ele alırsa ve bu surelerle teberrük, kurtulma ve korunma niyetiyle okursa, günah işlemiş olur. Zira Sahabeden gelen Kur’ân-ı Kerim’e aykırı bir şey yapmıştır. Diğer yandan Kur’an’ın diğerini terk etmiş olur. Ve bir takım sureleri Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem özelleştirmediği şekilde özelleştirmiş olur. Bunun üzerine böyle bir bilgi ile amel etmek engellenir böyle bir nüsha basılmışsa bu baskılar yok edilir ve münker olan bir şeyi kaldırılmış olur.[3]
Başta soruda geçen faziletlerin aslı yoktur.ancak Vakia suresi ile ilgili zayıf bir hadis rivayet edilmiştir: “ Her kim her gece Vakia suresini okursaona asla fakirlik isabet etmez”[4]
Nas suresinin vesveseye karşı olduğu doğrudur. Nitekim bu ayetlerinde açıktır.
Ukbe bin Amir Radiyallahu anhu şöyle rivayet eder. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte Elcuhfe ile Ebva arasında yürürken üzerimize fırtına ve karanlık çöktü, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Falak ve Nas sureleriyle korunmaya başladı ve şöyle dedi: “Ey Ukbe bu iki sureyle sığın, zira sığınmacı bu ikisinden daha büyük bir şeyle sığınamaz”[5]
Falak suresinin nazar için okunduğu doğrudur, az önce zikrettiğimiz hadis buna delil olabilir.
Bunun dışında diğer bilgilerin İslam dininde her hangi bir kaynağı yoktur. Ancak başta verilen bilgilerden daha üstün bir nasihat verebiliriz: Her kim dünyada, kabirde ve ahirette güzel bir hayat yaşamak isterse; Kur’ân’ın tümünü okumalıdır. Hem okur hemde manasını düşünür.
En doğrusunu bilen Allah’tır.