Pazartesi 24 Cemaziyel-Evvel 1446 - 25 Kasım 2024
Türkçe

Ramazan'da gündüz unutarak yiyeyn birisini gören kimsenin onu ikaz edip ona oruçlu olduğunu hatırlatması gerekir mi?

Soru

Bazı insanlar: 'Bir müslümanı, Ramazan'da gündüz unutarak yerken veya içerken gördüğün zaman oruçlu olduğunu ona haber vermen (hatırlatman) gerekmez; zirâ -hadiste de belirtildiği gibi- onu yediren ve içiren Allah Teâlâ'dır', diyorlar. Bu söz doğru mudur?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Bir müslümanı, Ramazan'da gündüz bir şey yerken veya içerken veyahut da orucu bozan şeylerden birisini yaparken gören kimsenin o müslümanı uyarıp oruçlu olduğunu ona hatırlatması gerekir. Zirâ bunu Ramazan'da gündüz açıktan yapmak, bir münkerdir (çirkin bir davranıştır). Bunu yapan kimse, o işi yaparken mazur görülse bile, "insanlar, unutkanlığı ileri sürerek, Ramazan'da gündüz Allah Teâlâ'nın haram kılmış olduğu orucu bozan şeylerden birisini açıktan -alenen- yapmaya cesâret etmesinler diye" böyle yapmak gerekir.

Bunu unutarak yaptığını iddiâ eden kimse, iddâsında samimi ise, kendisine bir şey gerekmez.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

مَنْ نَسِيَ وَهُوَ صَائِمٌ فَأَكَلَ أَوْ شَرِبَ فَلْيُتِمَّ صَوْمَهُ فَإِنَّمَا أَطْعَمَهُ اللهُ وَسَقَاهُ.[متفق عليه]

"Kim, oruçlu olduğu halde unutarak yer veya içerse,orucunu tamamlasın.Zirâ onu ancak Allah yedirmiş ve içirmiştir." (Buhârî ve Müslim).

Aynı şekilde yolcunun da, kendisinin durumunu bilmeyen mukim kimselerin arasında orucu bozan şeyleri yapmaması gerekir. Aksine, Allah'ın haram kıldığı orucu bozan şeylerden birisini yapmakla itham edilmemesi ve başkasının da kendisinin yaptığı şeye cesâret etmemesi için yolcunun (yerken veya içerken) bunu gizli yapması gerekir. Yine, bu konunun hafife alınmasına yol açmamak için, müslümanların arasında yaşayan kâfirlerin açıktan yeme ve içmelerine engel olunması gerekir. Çünkü kâfirler, bâtıl dinlerinin gelenek ve göreneklerini müslümanlar arasında açıkça yapmaktan yasaklanmışlardır.

Başarı, Allah Teâlâ'dandır.

Kaynak: Şeyh Abdulaziz b. Baz'ın Fetvâları; c: 4, s: 254