Allah’a hamd olsun.
Cevap: ,
Annen ve baban Sudan’dan Medine’ye Hac niyetiyle gelmeleri itibarıyla onlara vacip Medine’den ihrama girmeleriydi. Mekke’den İhrama girmeleri caiz değildir. Bu nedenle onların birer kurban kesmeleri gerekir ve haremin fakirlerine dağıtılır sende aynı şekilde Demmam’dan hacc niyetiyle gelerek mikattan ihrama girmedin aynı şekilde sanada bir kurban vacip oldu.
Ayrıca alimlerin cumhuruna göre zeval yani öğlenden önce cemre taşlamak geçersizdir. Bu bağlam da Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem
Zeval dan sonra taşlamış ve şöyle demiştir: “Hacc ibadetinin yapılış şeklini benden öğrenin.’’[1]Siz zevaldan sonra taşlama yaptığınız için yani meşru vakitte yapmadığınız için her birinize bir kurban vacip olmuştur.
Şeyh bin Baz Rahimehullah şöyle demiştir: zevaldan önce taşlama bayram günü hariç geçerli değildir. Ancak bayram günü olursa sakıncası yoktur. Teşrik günlerinde zevaldan önce yapılan taşlama geçerli değil ve şeriaata aykırıdır. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Zeval dan sonra taşlamış ve şöyle demiştir: “Hacc ibadetinin yapılış şeklini benden öğrenin.” Aynı şekilde sahabeler zevaldan sonra taşlamışlar, ibadetlerin yapılış şekli yoruma açık değildir.
Her kim zevaldan önce taşlarsa onun taşlaması geçersizdir ve ona kurban vacip olur.” Daha detaylı bilgi için 96095)، (36436) nolu fetvalara bakabilirsiniz.
Sonuç olarak her birinizin üzerine iki kurban vacip olur çünkü iki vacip terk ettiniz. Birincisi Mikattan İhrama girmemeniz, ikincisi meşru olan vakitte cemreleri taşlamamanız.
Ancak siz bir kurban bedelini ödediğiniz söylemiştiniz, tek başına yapılan (ifrad) hacında kurban gerekmiyor Kiran ve Temettü hacı gibi değildir.
Şayet bu kurbanızla terkettiğiniz vaciplere karşılık niyet etmişseniz her birinizin üzerinde bir kurban daha kaldı. Ancak böyle niyet etmemişseniz verdiğiniz kurban normal bir sadaka olarak sayılır ve iki kurban daha vermeniz gerekir. Çünkü diğer ibadetlerde niyet şart olduğu gibi keffaretlerde de niyet şarttır.
İmam Nevevi Rahimehullah şöyle demiştir: “Keffaretlerde niyet şarttır, detay zikretmeden genel keffaret niyeti yeterlidir çünkü keffaret ancak vacipten dolayı olur.”[2]
Ayrıca İbn Nuceym şöyle demiştir: “Keffaretler ise geçerli olmasının şartı niyettir. Azad etmek, oruç tutmak veya yemek yedirmek olarak niyet eder”[3]
“ Keffaret ceza ve ibadetten anlamından uzak değildir”[4]
İbadetin anlamı: çünkü itaat olarak yapılır oruç gibi bunda niyet şarttır.
Bu ibadet Şüphelerde vacip olur. Çünkü yasak bir iş yaptıktan sonra salih bir amel işlemesi gerekir ki o günahı silsin. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “Kötülükten (günahtan) sonra iyilik yap ki onu silsin”
Ceza anlamı ise: işlediği suça karşın caydırıcı niteliğinde ceza olarak vacip olmasıdır. [5]
En iyi bilen Allah’tır.