Allah’a hamd olsun.
Birincisi:
Kadın eşinin kocası üzerine güzel davranış, nafaka, barınma, duygusal ihtiyaçları karşılama ve iffeti koruma gibi hakları vardır. Bu hakların tümü Kur’an ve sünnette zikredilmiştir.
Aynı şekilde kocanın eşi üzerinde güzel davranış, iyilikte itaat, cinsel ilişki kurabilme, hizmet ve izinsiz evden çıkmama gibi hakları vardır. Bu haklar ( 10680 ) nolu sorunun cevabında detaylıca açıklanmıştır.
Kocanızın sizinle meşgul olmasıyla ilgili bahsettiğiniz sorunları; ilim tahsil etmek, Kur'an-ı Kerim'i ezberlemek, boş zamanlarında yürüyüşe çıkmak, telefon kullanımını azaltmak gibi ortak aktiviteleri gerçekleştirerek çözebilirsiniz.
İkincisi: Hipnotik ve yatıştırıcı ilaçlar güvenilir bir doktorun izni olmadan kullanılamaz. Bazıları narkotik içerdiğinden dolayı bağımlılığa yol açar, bazıları ise zararı yararından fazladır.
Bu tür ilaçlarla kendi kendine tedavi, bahsettiğimiz nedenlerden dolayı yasaktır.
İbn Useymin Rahimehullah’a şöyle soruldu: Uyku ilacı veya sakinleştirici ilaçları almanın hükmü nedir? Bunlar uyuşturucu kapsamına girer mi, girmez mi? gerektiğinde veya doktor tavsiyede bulunursa kullanmak caiz midir?
Cevap: "Bu haplar, zaruret olmadıkça kullanmak caiz değildir, ilaç verenin ehil ve bilgili bir hekim olması şartıyla caizdir. Çünkü bunlar tehlikeli olup beyne etkileri vardır. Kişi bunları kullandığında o zaman diliminde sakinleşir, yumuşar ancak daha sonra daha kötü bir sonuç ortaya çıkabilir. Kısacası bu tür ilaçları doktor gözetimi ve izni olmak kaydıyla gerektiğinde ve ihtiyaç çerçevesinde kullanılması caizdir.”
Üçüncüsü: İçinde uyuşturucu olan ilaçlarda asıl olan haram olmasıdır. Ancak bir tedavi olarak kesinleşir ve alternatifi olarak mübah bir ilaç bulunmuyorsa aşağıdaki şartlarla kullanılması mübahtır:
1- Hastanın o ilaca olan ihtiyacı zaruri veya şiddetli ihtiyaç noktasına ulaşması.
2. Güvenilir bir Müslüman doktorun bu narkotik ilacın hastaya yarar ve fayda sağladığına dair görüş bildirmesi.
3. Kullanımı, zaruretin giderildiği ölçüde sınırlandırılması.
4. Bu ilacın hastaya, kullanıldığı zarardan daha büyük veya eşit bir zarara yol açmaması.
O halde size tavsiyemiz, kullandığınız ilaç konusunda uzman bir doktora başvurmanız ve genel olarak ilaç kullanımını azaltmanızdır. Kaygı ve uykusuzluğun tedavisinde Kuran okumak, Allah'ı zikretmek ve Peygamberimize salat ve selam getirmek gibi faydalı ve meşru tedaviyi uygulamanızdır. Nitekim Allah’ın zikriyle kalpler huzur bulur ve sıkıntılar yok olur.
“Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” Ra'd/28
Ubey b. Ka'b Radiyallahu anhu ’dan rivâyete göre; Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem gecenin üçte ikisi geçince kalkar ve şöyle derdi: “Ey insanlar! Kalkın Allah'ın büyüklüğünü ve size verdiği imkanları düşünüp gereğini yerine getirin. Râcife (bütün canlılara ölüm getirecek olan ilk sûr'a üfürülmenin) zamanı geldi, bunun hemen ardından da Radife (bütün canlıları diriltecek olan üfleniş) gelecektir. Ölüm, her türlü şiddet ve sancılarıyla mutlaka gelecektir; ölüm, mutlaka herkesi bulacaktır.”
Übey diyor ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben sana çok dua edip salavat getiriyorum; dualarımın ne kadarını sana ayırayım?” Rasûlullah “dilediğin kadar!” buyurdu. Dualarımın “dörtte birini mi?” dedim; “dilediğin kadarını!” buyurdu, “şayet artırırsan senin için daha hayırlıdır!” buyurdu. Bende “yarısını ayırayım mı? Diye sordum; “dilediğin kadarını!” buyurdu, “şayet artırırsan senin için daha hayırlıdır!” Ben de “üçte ikisini mi?” dedim; “dilediğin kadarını!” buyurdu, “şayet artırırsan senin için daha hayırlıdır!” buyurdu. Ben de o halde “bütün dualarımı senin için yapacağım” dedim. Bunun üzerine buyurdular ki: “Sıkıntıların giderilecek ve günahların affedilecektir.” (Tirmizi 2457) Elbani sahih demiştir.
Şüphesiz Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e salavat getirmek, kalbin huzur bulması ve sıkıntıların giderilmesi için en etkili vesiledir.
Allah sizin eşinizi islah etsin ve üzüntünüzü gidersin.
En iyisini Allah bilir.