Allah’a hamd olsun.
Birincisi:
Yemin kefaretinde vekalet
Dernek vb. kurumlara kefaretin fakirlere verilmek üzere vekalet vermekte sakınca yoktur.
İbn Kudame Rahimehullah şöyle dedi: Zekat, sadaka, adak ve kefaret gibi mal ile yapılan ibadetlerde alınması ve dağıtılması hususunda vekalet caizdir. Zekatı verecek kişiler zekatın çıkarılması ve dağıtılması için başkalarını vekil tayin edebilirler. Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem bir takım memurları sadakaların toplanması ve dağıtılması için vekil tayin etmiştir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Muâz’ı Yemen’e vali olarak gönderdiğinde ona şöyle buyurdu: “… Allah’ın bir gün ve gecede beş vakit namaz kılmayı emrettiğini bildir. Bunu da kabul ederlerse onlara zenginlerden alınıp fakirlere verilecek olan zekâtın da farz kılındığını bildir. Bunu da kabul ederlerse mallarının en iyilerini almaya kalkma! Mazlum kimselerin bedduasından sakın! Çünkü Allah ile mazlum kimselerin arasında perde yoktur.” (Buhari, Muslim) (El muğni 5/83)
İkincisi:
Lokantadan yemek alması için fakire yemek kuponu vermek:
Bir öğün yemek karşılığında fakirlere yemek kuponu vermekte sakınca yoktur. Şüphesiz kupon nakit para sayılmaz. Bilakis karşılığına bağlı bir senettir. Burada karşılığı yemektir. Derneğin kupon satın alması aslında yemek satın alması demektir. Sadece fakirin gelip onu alıncaya kadar bekletilir.
(233733) nolu sorunun cevabında kefaretin hazır yemeklerden verilmesinin caiz olduğu açıklanmıştır.
Daimi Fetva Kuruluna şöyle soruldu:
Bir lokanta sahibine on yoksulu doyuracak on kişilik yemek karşılığı olarak elli lira verildi, her bir yemek beş lira olarak hesaplandı. Fakat yemek yemeye on yoksul aynı anda gelmezler bu durumda hüküm ne olur?
Cevap: Şayet lokanta sahibi vekalet gereğini yerine getirir ve sonuçta on yoksulu yedirirse, kefaret geçerli olur.
Bilinmesi gerekir ki mutlaka on yoksulu yedirmek gerekir. Yani bir fakiri on defa yedirmek veya beş defa yedirmek geçerli değildir. Çünkü Kur’an’da on yoksul olarak açıkça belirtilmiştir: “Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.” (Maide/89)
En iyisini Allah bilir.