Allah’a hamd olsun.
Birincisi:
İdrar veya gaz kaçırma gibi sürekli hades/abdestsiz durumunda olan kimse her namaz vaktinde yeni bir abdest alır ve bu abdestle diğer farz vakti girinceye kadar farz ve dilediği kadar nafile namazları kılabilir. Bu konuda Aişe r.a’dan rivayetle Fatime bint Ebi Hubeyş Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e gelerek şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasulü! Sürekli istihaze durumunda olup temizlenemiyorum bu durumda namazı bırakayım mı? Rasulullah şöyle cevap verdi: “Hayır, o bir damar olup adet değildir. Adet başladığı zaman daha önceleri adet kanaması süre kadar namazı bırak adet süresi bittiğinde kanı yıka ve namazını kıl, sonra her namaz için abdest al ve diğer vakit girinceye kadar namaz kıl. (Buhari 26, Muslim 333)
İlim ehline göre idrar kaçıran kişinin durumu, istihaze hükmüne ilhak edilir.
Şayet taharet alma ve namaz kılma süresi kadar idrarın kesileceği bir vakit bilinirse namazı bu vakte kadar geciktirmek gerekir.
Şeyh bin Useymin şöyle dedi:
İdrar kaçıran için iki durum mevcuttur:
Birincisi:
İdrarın sürekli akması öyle ki mesanede toplanan sıvı hemen akar. Bu durumda vakit girdiğinde abdest alır ve avreti üzerine koruyucu bir peçete veya kumaş türü bir şey koyar ve namazını kılar bu durumda bir şey çıksa bile ona zarar vermez.
İkincisi:
İdrar çıktıktan sonra en az on veya on beş dakika idrarın akmadığı süre olur. Bu durumda cemaat namazını kaçırsa bile bu vakti bekler ve bu vakitte abdestini alır ve namazını kılar. (Esile el bab el Meftuh 17/67)
Alimler istihaze olan kadın veya bu durumda olan kişilerin tahareti vaktin çıkmasıyla mı sona erer? Yoksa diğer vaktin girmesiyle mi? Zira bu hükmün sonucu şu meselede açıkça ortaya çıkar. Sabah namazı için abdest alan kişi bu abdestiyle duha namazı veya bayram namazlarını kılabilir mi?
Vaktin çıkmasıyla tahareti sona erer, diyenlere göre duha ve bayram namazını kılamaz. Çünkü güneşin doğmasıyla tahareti sona erer.
Ancak tahareti bir sonraki namaz vaktinin girmesiyle sona erer diyenler ise bu abdestiyle duha ve bayram namazını kılabilir. Çünkü tahareti öğlen namazına kadar devam eder.
Hanbeli mezhebinde her iki görüş de geçerlidir. (el İnsaf 1/378, el Mevsua el Fıkhiye 3/212)
Tedbir açısından duha ve bayram namazları için yeni abdest alması daha doğrudur. Şeyh İbn Useymin bu anlamda fetva vermiştir. Daha detaylı bilgi için 22843 nolu sorunun cevabına bakınız.
İkincisi:
Yukarıda verilen bilgilere binaen, vakit girmeden cemaat yetişmek gibi nedenlerle abdest almanız geçerli değildir. Çünkü yeni vaktin girmesiyle abdestiniz bozulacaktır.
Ancak bir hususa dikkat çekmek istiyoruz: Bu hüküm idrarın sürekli olmasıyla ilişkilidir. Şayet idrar kaçıran kişi abdest alır fakat namaz vakti girinceye kadar ondan bir şey çıkmazsa tekrar abdest almasına gerek yoktur.
Fıkıh alimlerinin her namaz için bir abdest alması gerektiğini söylemeleri, bir şeyin akması ve çıkmasına bağlıdır.
Şeyh İbn Useymin Rahimehullah şöyle dedi: İstihaze olan kadın her namaz için sıvı akıntısı varsa vakit girdiğinde abdest alır ancak bir sıvı akmamışsa aldığı abdest geçerliliği devam eder. (el Şerhul Mumti 1/438)
Üçüncüsü:
Ev dışında iken vakit girmesiyle abdestiniz bozulmuş ve namaz kılmak isterseniz kirlenen yeri yıkayıp temizledikten sonra yeni bir abdest almanız ve mümkün olduğunda sıvı sızdırmaması için özel bölgeyi bağlamanız gerekir.
İç çamaşırın temizliği yıkanmasıyla mümkündür. Şayet namaza özel bir elbise tahsis edip yanınızda taşıyorsanız daha iyi olacaktır. Şayet elbisenin yıkanması ve değiştirilmesi çok zor ise olduğunuz gibi namazınızı kılın.
Şeyh İbn Baz Rahimehullah şöyle dedi:
İdrar kaçırma hastalığına yakalanan kimse şayet hastalığı tedavi ile geçmiyorsa her namaz için abdest alır, kirlenen yeri yıkar ve zor olmadığı müddetçe namaza özel temiz elbise tahsis eder. Aksi takdirde affedilir. Yüce Allah şöyle dedi: “Allah size dinde zorluk kılmamıştır” “Allah size kolaylık diler size zorluk dilemez” Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: Size bir şeyi emrettiğim zaman elinizden geldiği kadarıyla onu yapın”
İdrarın vücut ve elbisesine bulaşmaması için gerekli tedbirler alınır. (Fetava İslamiye 1/192)
Şayet her namaz için abdest almak ve elbiseleri yıkamak zor ise öğlen ve ikindi namazları bir vakitte kılmak üzere cem’ edilebilir. Böylece her iki namazı bir abdestle bir vakitte kılınır. Aynı şekilde akşam ve yatsı namazı cem’ edilir. İster ev içinde olsun ister dışında olsun bu uygulama geçerlidir.
Şeyhulislam İbn Teymiye Rahimehullah, Mecmu el Fetava 14/24 şöyle dedi:
Hasta ve istihaze olan kadın namazları cem’ edebilir.
Şeyh İbn Useymin Rahimehullah el Şerhulmumti 4/559 şöyle dedi:
İstihaze olan kadın öğlen ve ikindi namazını cem’ edebildiği gibi akşam ve yatsı namazlarını da cem’ edebilir. Zira her namaz için abdest almak meşakkatli olabilir.
Dördüncüsü:
Teravih namazı gece yarısına kadar devam etse bile yatsı abdestiyle teravih namazını kılabilirsiniz.
Şeyh İbn Useymin Rahimehullah’a şöyle soruldu:
İstihaze olan kadın yatsı abdesti ile gece yarısından sonra gece namazı kılabilir mi?
Cevap:
Bu konuda ihtilaf olup bazı ilim ehline göre gece yarısından sonra abdestini yenilemesi gerekir. Diğer alimlere göre abdestini yenilemesine gerek yoktur. Tercihli görüş budur. (Fetava el Tahare 286)
En iyisini Allah bilir.