Pazartesi 24 Cemaziyel-Evvel 1446 - 25 Kasım 2024
Türkçe

Adak veya Akika veyahut da düğün yemeğinde kesilen kurbanın yerine onun kıymetini (ücretini) sadaka olarak vermek câiz midir?

46827

Yayınlama tarihi : 20-05-2011

Gösterimler : 14402

Soru

Adak veya Akika veyahut da düğün yemeğinde kesilen kurbanın yerine onun karşılığında mal (kıymetini) infak etmek câiz midir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Bu kimsenin, üzerine gerekli olan adağı sebebiyle onun karşılığında mal vermesi câiz değildir. Fakat adanılan (nezredilen) şey, Allah Teâlâ'nın rızâsına yakınlaşmaya çalışmak için mal (para) olursa, bu takdirde adakta bulunulan şekliyle mal (para) olarak vermek câiz olur. Fakat bir kimse malının hepsini vermeyi adakta bulunursa, bu takdirde malın sadece üçte birini verebilir.

Aynı şekilde Akika kurbanı veya düğün yemeğinde kesilecek kurbanın yerine onun kıymetini (ücretini) ödemek de câiz değildir. Çünkü Akika kurbanında sünnet olan; erkek çocuğu için iki koyun, kız çocuğu için ise bir koyun kesilmesidir.

Düğün yemeğinde sünnet olan ise; insanın evlendikten sonra (ziyâfet verirken) en az bir koyun kesmesidir.

Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak bildirilen hadiste O, Abdurrahman b. Avf'a -Allah ondan râzı olsun- evlendikten sonra şöyle buyurmuştur:

أَوْلِمْ وَلَوْ بِشَاةٍ. [ رواه البخاري ومسلم ]

"Bir koyun bile olsa (onu keserek) yemek (ziyâret) ver!" (Buhârî ve Müslim)

Bu konuda sünnet olan davranış budur.Bu konuda koyun keserek yemek yedirmek yerine malı infak etmek (kıymetini vermek), sünnete aykırı bir davranıştır ve bunun dînde bir aslı ve temeli yoktur. Ne Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne de O'ndan sonra ashâbı -Allah onlardan râzı olsun- böyle bir şey yapmışlardır.

Bu sebeple insanın, Allah Teâlâ'nın kitabı Kur'an-ı Kerim'de bildirilen ve O'nun peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde sahih olarak gelene sımsıkı sarılması ve bu ikisinin dışındakileri terk etmesi gerekir.

Muvaffakiyet, Allah Teâlâ'dandır.

Kaynak: İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Fetvâları; c: 23, s: 392