Allah’a hamd olsun.
Yüce Allah, anne ve babaya iyiliği emretmiş ve onlara karşı gelmeyi de yasaklamıştır. Her durumda onlarla iyi geçinmekle emredilmişiz. Tüm bunlar yüce Allah’ın kitabında ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in sünnetinde apaçıktır.
Daha detaylı bilgi için ( 22782 ) nolu soruların cevaplarına bakınız.
Oruç, açlık ve susuzluk için meşru kılınmamıştır. Bilakis yüce Allah bunun büyük hikmetini kulun takvaya ulaşmasını olarak ayette şu şekilde açıklamıştır: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara/183)
Takva, emirleri yerine getirmek ve yasaklardan sakınmaktır. Bu bağlamda Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem birçok kişi orucundan sadece açlığı ve susuzluğu elde ettiğini söylemiştir. Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: Nice oruçlu vardır ki, oruçtan ona sadece açlık kalır. Nice gece ibâdete kalkan vardır ki, ona gece ibadetinden sadece uykusuzluk kalır." (İbn Mace 1690, İbn Hibban 8/257, Elbani sahih demiştir. 10/83)
İbn Ömer Radiyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi:
“Nice oruç tutanlar var ki, aç ve susuz kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice namaz kılanlar var ki, uykusuzluktan başka namazından elde ettiği bir şey yoktur.” (Taberi 12/382, Elbnai 1084)
Müslüman bir kimse, annesi ve babası kendisini cennete sokmaları için tüm fırsatları kollaması gerekir. Bununla birlikte Ramazan ayını fırsat bilip tövbe ve istiğfar ederek cennete girmek için çabalar. Nitekim Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem minbere çıktığı esnada şöyle demiştir: “Amin, Amin, Amin” daha sonra ey Allah’ın Rasulü! Neden minbere çıkarken üç defa Amin dediniz? Soru üzerine şöyle cevap verdi: "Cebrail aleyhisselam üç dua etti, ben de onlara amin dedim.
- Birincisinde: 'Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun/burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de amin dedim.”
- İkincisi: 'Sen peygamber olarak bir insanın yanında anıldığın zaman, sana salat-ü selâm getirmezse; ona yazıklar olsun!.. Onun burnu yere sürünsün!' dedi. Ben de ona amin dedim."
Üçüncüsü: 'Ramazana eriştiği halde bir insan, buna Ramazanın feyzinden, bereketinden istifade edememiş, Ramazan gelmiş geçmiş de hâlâ Allah'ın mağfiret ettiği bir kul olamamışsa, Allah'ın affını, mağfiretini kazanamamışsa; yazıklar olsun o kula!.. Burnu yerde sürtsün!' diye dua etti. Ben de ona amin dedim.” (İbn Hibba 3/188, Elbani 1679)
Kısacası:
Annen ve baban sana ne kadar yüklenseler bile onların rızalarını kazanman için çaba göstermelisin. Bunu Allah rızası için yaptığında Allah’ın izniyle ummadığın rızık kapıları sana açılacaktır. Kendileri haram veya günah olan bir amaç için para istememişlerdir. Para istemeleri yadırgancak bir davranış değildir. Maddi imkanları varsa onlarla güzel bir şekilde konuşmayı dene, ihtiyacın olduğunu ve verdiğinden daha fazla vermeye gücün yetmediğini güzel bir şekilde açıklamaya devam et. Aksi takdirde ihtiyaçları varsa gücün yettiğince onlara nafaka vermen vaciptir.
Bununla birlikte Ramazan ayına girmeniz, aranızı düzeltmen için bir fırsattır. Şüphesiz aileye nafaka vermek en hayırlı sadakadır. Hakim bin Hizam Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Veren el, alan elden üstündür, sadaka verirken nafaka vermenle yükümlü olduğun kişilerden başla, sadakanın hayırlısı ihtiyaç fazlası maldan verilendir… “ (Buhari 1428, Muslim 1034)
Sevabını Allah’tan umarak nafaka vermeye devam ederken Allah’ın müjdesine nail olmaya çalış.
En iyisini Allah bilir.