Pazar 21 Cemaziyes-Sani 1446 - 22 Aralık 2024
Türkçe

GÖZLERİ HARAMA BAKMAKTAN SAKINDIRMAYA YARDIMCI OLAN YOLLAR

132973

Yayınlama tarihi : 10-03-2010

Gösterimler : 122493

Soru

Benim sorum, karmaşık bir mesele ile ilgilidir. Burada Kanada'da ahlâkî yönden bir noksanlık var. İnsanların -özellikle de kadınların çoğu- bedenlerini yok denilecek kadar bir şeyle örtmektedirler.Benim problemim şudur: Bu kadınlara bakmaktan kendimi alamıyorum (geri duramıyorum). Evliliğin benim üzerime farz olduğunu ve İslâmî bir ülkeye gitmem gerektiğini de biliyorum. (Ama şimdi onu da yapamıyorum). Bu problemle mücâdele etmeme yardımcı olacak öğütler verebilir misiniz?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, Allah Teâlâ'yadır.

Bizler burada -sitemizde-, şer'î bir özrü olmayanın kâfirlerin ülkelerinde kalmasının helal olmadığını defalarca söyledik. Bu ülkelerde küfür, fâsıklık, isyan ve Allah Teâlâ'nın insanları yaratmış olduğu fıtrattan uzaklaşma had safhadadır. Bu ülkelerde yaygın olan fuhşiyattan birisi de açık-saçıklıktır. Öyle ki bir kadın, -soru soranın dediği gibi- üzerinde neredeyse vücudunu örtecek hiçbir şey yok sayılacak şekilde giyinmektedir.

Bu olay, haramlara ve büyük günahlara götürebilir.Bu haramlardan bazıları şunlardır:

Kadınlarla erkeklerin aynı ortamda bulunması, birbirlerine dokunmaları ve zinâ... Bütün bunların başlangıcı ise, bakıştır.

Bunun içindir ki İslâm şeriatı, zinâya götüren bütün yolları haram kılmıştır. İşte bu yollardan birisi de, yabancı bir kadına bakmaktır.

a). Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ [ سورة النور الآية:30]

"(Ey Peygamber!) Mü'min erkeklere söyle: Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret yerlerini göstermek gibi Allah'ın haram kıldığı şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdârdır." (Nur Sûresi: 30).

İmam İbn-i Kesir -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

"Bu, Allah Teâlâ'nın mü'min kullarına, bakmalarını kendilerine haram kıldığı şeylerden gözlerini sakınmaları için bir emridir. Bu sebeple onlar, Allah Teâlâ'nın kendilerine mübah kıldığı şeylerden başkasına bakmasınlar ve haram kılınan şeylere bakmaktan gözlerini kapatsınlar.Eğer gözleri, kasıtsız olarak bir harama takıldığı zaman, gözlerini hemen ondan çevirsinler." (İbn-i Kesir Tefsiri; c: 3, s: 282).

b). Yine Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

...وَإِذَا سَأَلْتُمُوهُنَّ مَتَاعًا فَاسْأَلُوهُنَّ مِنْ وَرَاء حِجَابٍ ... [سورة الأحزاب من الآية: 53]

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perdenin arkasından isteyin." (Ahzâb Sûresi: 53)

c). Cerîr b. Abdullah'tan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:

سَأَلْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ نَظَرِ الْفُجَاءَةِ، فَأَمَرَنِي أَنْ أَصْرِفَ بَصَرِي. [ رواه مسلم ]

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, yabancı bir kadına kasıtsız olarak ani bakış hakkında sordum. Bana, bir daha bakmamamı emretti." (Tirmizî rivâyet etmiş ve : Bu, hasen sahih hadistir, demiştir. Elbânî de "Sahîhu'l-Câmi'; hadis no: 2776'da hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. Hadis aynı zamanda Müslim'dedir.; hadis no: 2159).

İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

" نَظَرِ الْفُجَاءَةِ: Yabancı bir kadına gözün kasıtsız olarak takılmasıdır. Bu sebeple ilk bakışta kendisine herhangi bir günah yoktur.Ama gözünü hemen çevirmesi gerekir. Eğer gözünü hemen çevirirse, kendisine herhangi bir günah yoktur. Yok eğer bakışını devam ettirse (uzatırsa), -bu hadis gereği- günahkâr olur. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- (Cerîr b. Abdullah'a) gözünü çevirmesini emretmiştir.

Ayrıca -eğer bakışını devam ettirse-, Allah Teâlâ'nın şu emri gereği de günahkâr olur:

قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ [ سورة النور الآية:30]

"(Ey Peygamber!) Mü'min erkeklere söyle: Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret yerlerini göstermek gibi Allah'ın haram kıldığı şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdârdır." (Nur Sûresi: 30).

Erkeklerin,bütün bu hallerde kadınları gördükleri zaman gözlerini onlardan derhal sakınmaları gerekir. Ancak kadının şâhitlik yapması, tedâvi olması, nişanlanması, bir şey satın alması veya alış-verişte bulunması gibi geçerli şer'î sebepler bunun dışındadır. Bütün bu hallerde de ihtiyaç kadarının dışına çıkmamak kaydıyla kadına bakmak mübahtır.

Allah Teâlâ en iyi bilendir." (Müslim Şerhi; c: 14, s: 139)

İkincisi:

Gözleri harama bakmaktan sakındırmaya yardımcı olan birtakım yollar vardır. Allah Teâlâ'dan bunları gerçekleştirmenize yardımcı olmasını dileriz:

1. Allah Teâlâ'nın sizi görüp gözetlediğini biliniz. Çünkü O, sizi görmekte ve ilmiyle sizi kuşatmaktadır. Hâin bir bakışı, yanınızda olan kimse bilmeyebilir, ama Allah Teâlâ onu bilir.

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَعْلَمُ خَائِنَةَ الْأَعْيُنِ وَمَا تُـخْفِي الصُّدُورُ [ سورة غافر الآية: 19]

"Allah, gözlerin hâin bakışlarını ve kalplerin (hayır ve şer olarak) gizlediklerini bilir." (Ğâfir/Mü'min Sûresi: 19)

2. Allah Teâlâ'dan yardım dileyiniz, O'nun huzurunda boyun eğiniz ve O'na yalvarıp-yakarınız.

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونِي أَسْتَجِبْ لَكُمْ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ [ سورة غافر الآية:60]

"Rabbiniz şöyle buyurdu: Yalnızca bana duâ edin (ibâdeti yalnızca bana yapın) ki duânıza icâbet edeyim.Yalnızca bana ibâdet etmeyi bırakıp byüklenenler, aşağılanarak (zelîl bir halde) cehenneme gireceklerdir." (Ğâfir/Mü'min Sûresi: 60).

3. Sahip olduğunuz her nimetin, Allah Teâlâ tarafından olduğunu biliniz.Bu nimetlerin sizin tarafınızdan şükre ihtiyacı vardır. Dolayısıyla görme nimetinin şükrü, onu Allah Teâlâ'nın haram kıldığı şeylerden korumaktır. Zaten iyliğin karşılığı, iyilikten başka bir şey midir ki?

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَا بِكُم مِّن نِّعْمَةٍ فَمِنَ اللهِ ثُمَّ إِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فَإِلَيْهِ تَجْأَرُونَ [سورة النحل الآية: 53]

"(Hidâyet bulmak, bedenin sıhhatli olması, bol rızık ve evlada sahip olmak gibi)nimet olarak size ulaşan ne varsa, yalnızca Allah'tandır (bunları size bahşeden Allah'tır). Sonra size (hastalık, belâ ve kıtlık gibi) bir zarar dokunduğu zaman da yalnızca O'na yalvarırsınız."(Nahl Sûresi: 53)

4. Nefsinizle mücâdele ediniz, gözleri harama bakmaktan sakındırmaya alıştırınız, bu uğurda sabrediniz ve ümitsizliğe kapılmaktan uzak durunuz.

Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَالَّذِينَ جَاهَدُوا فِينَا لَنَهْدِيَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللهَ لَمَعَ الْـمُحْسِنِينَ [سورة العنكبوت الآية: 69]

"Ama bizim için (Allah'ın düşmanları, nefis ve şeytanla) savaşanları (ve Allah yolunda fitne ve eziyetlere sabredenleri), mutlaka kendi yollarımıza eriştiririz (ve onları dosdoğru yolda sebât ettiririz). Hiç şüphe yok ki Allah, güzel davranışta bulunanlarla beraberdir." (Ankebut Sûresi: 69)

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur:

مَنْ يَسْتَعْفِفْ يُعِفَّهُ اللهُ، وَمَنْ يَسْتَغْنِ يُغْنِهِ اللهُ، وَمَنْ يَتَصَبَّرْ يُصَبِّرْهُ اللهُ، وَمَا أُعْطِيَ أَحَدٌ عَطَاءً خَيْرًا وَأَوْسَعَ مِنْ الصَّبْرِ. [رواه البخاري]

"Kim, iffetli olmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim, insanlardan istemekten (dilenmekten) vazgeçerse, Allah onu(n kalbini) zengin kılar. Kim, Allah'tan sabırda muvaffak kılmasını isterse, Allah ona sabrı kolay kılar.Hiç kimseye, sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir nimet verilmemiştir." (Buhârî; hadis no: 1469).

5. Bu konuda seçim/tercih yapmak size kalmış olmakla birlikte, insanın harama bakma fitnesinden endişe ettiği yerlerden uzak durunuz. İşte bunlardan birisi de çarşı vepazarlara gitmek ve yollarda oturmaktır.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

إِيَّاكُمْ وَالْـجـُلُوسَ بِالطُّرُقَاتِ، فَقَالُوا: يَا رَسُولَ اللهِ! مَا لَناَ مِنْ مَـجَالِسِنَا بُدٌّ نَتَـحَدَّثُ فِيهَا، فَقَالَ:فَإِذَا أَبَيْتُـمْ إِلَّا الْـمَجْلِسَ فَأَعْطُوا الطَّرِيقَ حَقَّهُ، قاَلُوا: وَمَا حَقُّ الطَّرِيقِ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: غَضُّ الْبَصَرِ، وَكَفُّ الْأَذَى، وَرَدُّ السَّلاَمِ، وَالْأَمْرُ بِالْـمَعْرُوفِ، وَالنَّهْيُ عَنِ الْـمُنْكَرِ. [متفق عليه]

"Yollarda oturmaktan kaçının! Bunun üzerine sahâbe:

- Biz, yollarda oturmaya mecburuz (bunu bırakamayız). Yollarda birbirimizle konuşuyoruz, dediler.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

- Yolda oturmaktan vazgeçemeyecekseniz, hiç değilse yolun hakkını verin, buyurdu.

- Yolun hakkı nedir ey Allah'ın elçisi? diye sorduklarında, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

- Harama bakmaktan gözü sakındırmak, yoldan gelip-geçenleri incitmemek, selâmı almak, iyiliği emredip kötülükten nehyetmektir, buyurdu." (Buhârî; hadis no: 2333. Müslim; hadis no: 2121).

6. Bilmeniz gerekir ki şartlar ve durumlar ne olursa olsun, kötülüğe çağıran kim olursa olsun, kalbinizde duygusallık ve fırtınalar ne kadar çok hareket ederse etsin, sizin bu konuda başka bir seçeneğiniz yoktur.Çünkü her yer ve zamanda, harama bakmaktan gözü sakınmak gerekir. Sizin, örneğin toplumun bozulduğunu gerekçe gösterme hakkınız yoktur ve fitneye çağıran şeylerin olması, hata etmenizi (günah işlemenizi) haklı çıkarmaz.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَ لَهُمُ الْـخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً مُّبِيناً [سورة الأحزاب الآية: 36]

"Allah ve Rasûlü bir meselede hüküm verdiği zaman, hiçbir erkek ve kadın mü'minin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakkı yoktur.Kim Allah’a ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur." (Ahzâb Sûresi: 36)

7. Nâfile ibâdetleri çokça yapınız. Çünkü farz ibâdetlere devam ederek nâfile ibâdetleri de çokça yapmak, kulun duyu organlarını korumasının bir sebebidir.

Nitekim bir kudsî hadiste şöyle buyurulmuştur:

إِنَّ اللهَ قَالَ: مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْـحَرْبِ، وَمَا تَقَرَّبَ إِلَيَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أَحَبَّ إِلَيَّ مِـمَّـا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ، فَإِذَا أَحْبَبْتُهُ كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ، وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ، وَيَدَهُ الَّتِي يَبْطِشُ بِهَا، وَرِجْلَهُ الَّتِي يَمْشِي بِهَا، وَإِنْ سَأَلَنِي لَأُعْطِيَنَّهُ وَلَئِنِ اسْتَعَاذَنِي لَأُعِيذَنَّهُ، وَمَا تَرَدَّدْتُ عَنْ شَيْءٍ أَنَا فَاعِلُهُ تَرَدُّدِي عَنْ نَفْسِ الْـمُؤْمِنِ يَكْرَهُ الْـمَوْتَ وَأَنَا أَكْرَهُ مَسَاءَتَهُ. [رواه البخاري]

" Şüphesiz Allah şöyle buyurdu: Kim, benim (Allah'ı bilen, O'na itaate devam eden ve ibâdetinde ihlaslı olan) bir dostuma düşmanlık ederse, ona harp ilân ederim. Kulum, bana kendisine farz kılmış olduğum amellerden daha sevimli bir amelle yaklaşamaz. Kulum, nâfilelerle de bana (benim rızâma nâil olmaya) yaklaşmaya devam ederse, onu severim.Onu sevdiğim zaman da işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey istediği zaman istediğini mutlaka ona veririm, bana sığındığı zaman,mutlaka onu korurum.Mü'min bir kulumuncanını almakta tereddüt ettiğim kadar hiçbir şeyde tereddüt etmiş değilim. O ölümü istemezken, ben de fazla yaşlanarak kötü duruma düşmesini arzu etmem. " (Buhârî; hadis no: 6137)

8.Üzerinde günah işlediğiniz toprağın (kıyâmet günü) sizin aleyhinize şâhitlik edeceğini hatırlayınız.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا [ سورة الزلزلة الآية: 4]

"İşte o gün (kıyâmet günü) yer, üstünde olup biten (hayır ve şer, işlenen) her şeyi anlatır/haber verir."(Zelzele Sûresi: 4)

9. İşlediğiniz amellerinizi yazıp kaydeden "Hafaza Melekleri" olduklarını hatırlayınız.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَـحَافِظِينَ. كِرَاماً كَاتِبِينَ. يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ [سورة الانفطار الآيات: 10-12]

"Şüphesiz ki sizin üzerinizde (bütün) yaptıklarınızı bilen şerefli kâtipler, hafaza melekleri vardır."(İnfitâr Sûresi: 10-12)

10. Gözleri harama bakmaktan yasaklayan bazı naslar (âyet ve hadisler) olduğunu hatırlayınız.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

قُلْ لِلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ [ سورة النور الآية:30]

"(Ey Peygamber!) Mü'min erkeklere söyle: Gözlerini (kendilerine helal olmayan kadınlara ve avret yerlerine bakmaktan) sakınsınlar ve (zinâ, eşcinsellik ve avret yerlerini göstermek gibi Allah'ın haram kıldığı şeylerden) ırzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdârdır." (Nur Sûresi: 30).

11. Boş şeylere bakmaktan uzak durunuz.Dolayısıyla gerek duyduğunuz şeylerden başkasına bakmayınız.Gözlerinizi serbest bırakarak sağa-sola çevirmeyiniz. Fitne içeren şeye bakmanın etkisiyle gözlerinizi ondan kurtarmaya gücünüz yetmeyebilir.

12. Evleniniz. Evlilik, (bu meselede) en faydalı çözümdür.

Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ! مَنِ اسْتَطَاعَ الْبَاءَةَ فَلْيَتَزَوَّجْ؛ فَإِنَّهُ أَغَضُّ لِلْبَصَرِ، وَأَحْصَنُ لِلْفَرْجِ، وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ؛ فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ. [رواه البخاري]

"Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânına sahip olan ve buna gücü yeten evlensin. Çünkü evlilik, (harama bakmaktan) gözü sakındırır ve (harama düşmekten) iffeti korur. Evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun.Çünkü oruç,(harama düşmekten) bir himâyedir." (Buhârî; hadis no: 5065. Müslim; hadis no: 1400).

13. Oruç tutunuz. Nitekim yukarıda geçen hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle emretmiştir.

14. Emrolunduğunuz şeyleri, Allah Teâlâ'nın emrettiği şekilde yerine getiriniz. Emrolunduğunuz şeylerden birisi de namazdır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

... إِنَّ الصَّلاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْـمـُنْكَرِ... [ سورة العنكبوت من الآية: 45]

"Şüphesiz ki namaz(a devam etmek, sahibini) hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (Ankebût Sûresi: 45)

15.Hurilere kavuşabilmek için Allah Teâlâ'nın size haram kıldığı şeylere sabretmenize öncülük etmesi ve yol göstermesi için hurileri hatırlayınız.

Nitekim Allah Teâlâ huriler hakkında şöyle buyurmuştur:

وَكَوَاعِبَ أَتْرَاباً [ سورة النبأ الآية: 33 ]

"(Takvâ sahiplerine eşler olarak) iri göğüslü yaşıt kızlar vardır." (Nebe Sûresi: 33)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmuştur:

لَرَوْحَةٌ فِي سَبِيلِ اللهِ أَوْ غَدْوَةٌ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا، وَلَقَابُ قَوْسِ أَحَدِكُمْ مِنَ الْـجَنَّةِ أَوْ مَوْضِعُ قِيْـدٍ -يَـعْنِي سَوْطَهُ- خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا، وَلَوْ أَنَّ امْرَأةً مِنْ أَهْلِ الْـجَنَّةِ اطَّلَعَتْ إلَى أَهْلِ الْأَرْضِ لَأَضَاءَتْ مَا بَيْنَـهُـمَـا، وَلَـمَلأَتْـهُ رِيـحاً، وَلَنَصِيفُهَا عَلَى رَأْسِهَا خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا. [متفق عليه]

"Allah yolunda akşam veya sabah cihâd için yola çıkmak, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Sizden birinizin yayı veya kamçısı kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Şayet cennet ehlinden bir kadın, yeryüzü ehline görünecek olsaydı, yerle gök arasını aydınlatır ve onu güzel koku ile doldururdu. Cennet ehlinden bir kadının başındaki örtüsü, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." (Buhârî; hadis no: 2643)

16. (Hurilere göre) kendisine bakılan kadının noksanlığını ve içerisinde taşıdığı -dışkı ve idrar gibi- pislikleri hatırlayınız.

17. Yüce gâyeler ve yüksek idealler taşıyınız.

18. Arasıra nefis muhasebesi yapınız ve nefsiniz harama bakmaktan sakındırmak için mücâdele veriniz. Biliniz ki her atın, bir tökezlemesi vardır.

19. Harama bakmanın ardından gelecek elem ve pişmanlığı hatırlayınız.Gözleri haram olan şeylere bakmaktan yasaklamamak ve onları alabildiğince serbest bırakmanın sonuçlarını daha önce zikretmiştik.

20. Gözleri harama bakmaktan sakındırmanın faydalarını biliniz. Bu faydaları daha önce zikretmiştik.

21. Bu konuyu oturumlarda ve toplanılan yerlerde ortaya atmalı ve tehlikesini açıklayınız.

22. Kadınlardan yakın akrabaları hallerini düzeltmeye çalışınız, bakışları cezbeden ve vücudun güzelliklerini ortaya çıkaran elbiseler giymemeleri konusunda onlara nasihat ediniz. Örneğin; elbise giyme şekli, elbisenin çekici renkleri, yürüyüş şekli ve cilveli konuşmak, bunlardandır.

23. O işe azmetme durumuna gelmeden, sonra da yapma durumuna geçmeden önce akla gelen şeyleri ve vesveseleri başınızdan savınız (defediniz). Bu sebeple kim ilk bakışta gözlerini haramdan sakındırırsa, sayılamayacak kadar olan âfetlerden kurtulur. Yok eğer tekrar tekrar bakarsa, kalbine yerleşen ve söküp çıkarılması zorlaşan şeylerden kurtulamaz.

24. Kötü âkibetten ve ölürken üzüntü ve keder içerisinde ölmekten korkunuz.

25. İyi arkadaşlar seçiniz. Çünkü insan tabiatı, arkadaşlık yaptığı kimselerin ahlak ve hasletlerinden çalar. Kişi, dostluk kurduğu arkadaşının dîni üzerinedir. Arkadaş, insanı istediği tarafa çeker götürür.

26. Gözün zinâsının bakmak olduğunu biliniz. Bu da çirkinlik olarak yeterlidir.

"Gözleri Harama Bakmaktan Sakındırmak" adlı kitapçıktan alınmıştır.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi