Allah’a hamd olsun.
"Bu, Hâkim'in, sahihinde rivâyet ettiği ceyyid bir hadistir.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu hadiste şöyle buyurmuştur:
اسْتَنْزِهُوا مِنَ الْبَوْلِ؛ فَإِنَّ عَامَّةَ عَذَابِ الْقَبْرِ مِنْهُ. [ رواه الحاكم ]
"İdrardan (sidikten) sakının. Çünkü kabir azabının çoğu ondandır (yani idrardan sakınmamaktan kaynaklanır)."(Hâkim)
Başka bir rivâyette şöyle buyurmuştur:
إِنَّ أَكْثَرَ عَذَابِ الْقَبْرِ مِنَ الْبَوْلِ. [ رواه أحمد وابن ماجه وابن أبى شيبة والحاكم والبيهقى ]
"Şüphesiz ki kabir azabının çoğu idrardandır (yani idrardan sakınmamaktan kaynaklanır)."(Ahmed, İbn-i Mâce, İbn-i Ebî Şeybe, Hâkim ve Beyhakî rivâyet etmişlerdir.)
Bu iki hadisin anlamı; idrar damlaalrından korunmak ve ondan sakınmak demektir. Bir insan idrarını yapmak istediği zaman, mutlaka yumuşak bir yere veya tuvâlet ihtiyacını giderdiği deliğe yapmalıdır ki, idrar damlaları üzerine sıçramasın.
Kadın ve erkeğin, her ikisinin de bu işe gereken titizliliği göstermesi ve bunun üzerinde durması gerekir. Bunun için de insanın idrarını, damlaları üzerine sıçramasın diye tuvâlet ihtiyacını giderdiği deliğe yapmalıdır.
Eğer idrarını yaparken uyluğuna veya ayağına idrar damlaları bulaşırsa, üzerine su döküp idrarın bulaştığı yeri yıkamalıdır ki, idrardan tamamen sakınmış olsun.
Eğer idrarını yaptığı toprak yumuşak bir yer ise ya da idrar damlaları üzerine sıçramasın diye fercini (erkek ise penisini, kadın ise vajinasını), idrarın yapılacağı çukurun tam üzerine getirebilirse, bu yeterli olur.
Fakat her durumda idrardan uzak durmak ve ondan sakınmak, güzel bir davranıştır. Eğer idrarını, idrar yapılan yere değil de çevresine yaparsa ve idrar damlaları uyluğuna veya inciğine isâbet ederse, bu durumda müslüman erkek ve kadının, idrar damlalarının bulaştığı yeri yıkamaları gerekir."