Allah’a hamd olsun.
Bir Müslüman vefat ettiğinde ve üzerinde yemin keffareti bulunuyorsa varisleri mirası paylaştırmadan kefareti çıkarmaları gerekir. Yemin kefareti: Bir köle azad etmek, veya on yoksulu yedirmek, veya onları giydirmektir. Daha detaylı bilgi için (45676) nolu sorunun cevabına bakınız.
Mirasçılar bu durumda vefat eden kişinin adına kefaret ile ilgili en az masraflı olanı şıkkı yani; yoksulları yedirme işlemini yerine getirmeleri gerekir.
Nitekim kefareti en masraflı türden çıkarmak mirasçılara zarar verebilir fakat rıza gösterirlerse en hoş türden çıkarırlar. Karar mirasçılara kalmıştır.
“Her kim vefat eder ve üzerinde kefaret varsa, mirasçıları kefaretin en külfetsiz türünden çıkarmaları vaciptir.”(muğni el muhtaç 6/192)
Şayet vefat eden fakir ise ve bıraktığı bir varlık yoksa, bu durumda vefat eden kişinin velisi/mirasçısı onun yerinde üç gün oruç tutması mustehap olur. Dilerse her oruç günü yerine bir yoksulu yedirebilir.
Daimi Fetva Kuruluna şöyle soruldu: Bir adam vefat etti ve üzerinde on gün Ramazan kazası bulunuyordu. Ancak bu kişi Şevval ayında iyileşmesine rağmen kazada gevşeklik gösterdi. Bu durumda velisi onun yerine oruç tutar mı yoksa oruç sadece adak ve kefaretle ilgilidir?
Şu şekilde cevap verdiler:
Vefat edenin velisi onun yerine orucu tutabilir. Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Her kim vefat eder ve onun üzerine oruç borcu varsa onun velisi onun yerine tutar”. Şüphesiz bu hadis genel olması itibarıyla Ramazan orucunu kapsadığı gibi adak ve kefaret orucunu da kapsar. (Daimi Fetva Kurulu 9/263)
Şeyhulislam İbn Teymiye Rahimehullah şöyle dedi: “Kefaret hata ile öldürmede vaciptir. Her kim vefat eder ve üzerinde kefaret varsa ancak kefareti yerine getirmemişse velisi onun yerine altmış yoksulu yedirir, zira bu kefaret tutamadığı orucun yerine geçer. Şayet yedirme işlemini Ramazan ayında yaparsa daha faziletli olur. (Mecmu el fetava 34/170)
En iyisini Allah bilir.