Allah’a hamd olsun.
Her kim bir zararın oluşmasından korktuğu için veya aşırı meşakkattan dolayı orucu tamamlayamaz durumdaysa veya aşırı susuzluktan dolayı orucunu bozarsa, ihtiyaç kadarı yer ve geri kalan süreyi oruçla geçirir. İstediği gibi yemek yiyemez ve içecek içemez. Güneşin batışına kadar orucunu devam ettirir ve sadece tehlikeyi atlatacak kadar yiyebilir. Daha sonra bu günü kaza eder.
“Keşşaful kina” 2/310 şöyle dedi: Ebu Bekir el Ecuri şöyle dedi: Çalıştığı işten dolayı kendisine bir tehlike vuku bulacak ve işi bırakması ona zarar verecekse; orucunu yer ve kaza eder. Ona zarar vermezse orucunu bozmakla günah kazanır. Bırakmakla zarar yok olmuyorsa orucu yediği için günah yoktur. Çünkü mazeret vardır.
Daimi Fetva Kurulu 10/233 şöyle geçti: “Oruç tutan kimse sırf işçi olduğu için Ramazan gündüzünde orucu bozması caiz değildir. Fakat aşırı derecede bir tehlike söz konusu ise tehlikeyi giderecek şekilde orucunu yer ve geri kalan zamanı oruçla geçirir ve insanlarla orucunu tamamlar, daha sonra bugünü kaza eder.
Şeyh İbn Baz Rahimehullah’a şöyle soruldu: Bazı insanlar aşırı susuzluk vb. Sebepler için orucunu bozar, orucunu bozduktan sonra dilediği gibi yer ve içer. Bu durumda vacip olan nedir?
Cevap: Yeme ve içmede keyfi bir şekilde açılmak caiz değildir. Bilakis sadece ihtiyaç kadarıyla yiyebilir veya içebilir. Geri kalan zamanı güneş batıncaya kadar oruçla geçirir. Yeme ve içme zaruret içindir. Aynı şekilde şayet bir insanı düşmandan korumak için veya boğulmaktan kurtarmak için orucunu bozması gerekiyorsa ihtiyaç kadarıyla yer veya içer, geri kalan zamanı güneş batıncaya kadar oruçla tamamlar. Ve bugünü kaza eder. Şüphesiz insan canını kurtarmak vaciptir. (fetava nur ala darb 16/164)
En iyisini Allah bilir.