Allah’a hamd olsun.
Hamd, yalnızca Allah'adır.Bu soru, değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin- yöneltildiğinde o, bu soruya şöyle cevap vermiştir:
"Soruyu soran bu bayan, sorusunda hac farîzasını üç defa edâ ettiğini zikretmiş, oysa sahih olan hac farîzası, ömürde bir defadır.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
الْحَجُّ مَرَّةٌ، فَمَا زَادَ فَهُوَ تَطَوُّعٌ. [ رواه مسلم والترمذي والنسائي وابن ماجه والدارمي وأحمد ]
"Hac, bir defadır.Bundan fazlası olursa, o nâfiledir." (Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn-i Mâce, Dârimî ve Ahmed).
Sizin, hac farîzasını edâ etmek üzere üç defa S. Arabistan'a geldim,diye söylemeniz, yanlıştır.
Namaz kılmayan vefât etmiş babanızın yerine hac yaptığınızı söylemenize gelince, kâfirler, salih amellerden faydalanamazlar (salih ameller onlara fayda vermez). Onlara istiğfarda bulunmak da (Allah'tan bağışlanmalarını dilemek de) câiz değildir.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذِينَ آمَنُواْ أَنْ يَسْتَغْفِرُواْ لِلْمُشْرِكِينَ وَلَوْ كَانُواْ أُوْلِي قُرْبَى مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُمْ أَصْحَابُ الْجَحِيمِ [ سورة التوبة الآية: 113 ]
"(Kâfir olarak ölüp) cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek (Allah'tan, onların affedilmelerini istemek), peygambere ve mü'minlere yaraşmaz." (Tevbe Sûresi: 113).
Fakat babanızın bazen namaz kılmış olabileceğini veya kâfir olup-olmadığında şüphe edilebileğini gözönünde bulundurarak babanızın yerine hac yapmanızda ve şöyle duâ etmenizde bir sakınca yoktur.
"Allahım! Bu haccın sevabını, -eğer mü'min olarak ölmüşse-, babam için kabul et!"
Babam mü'min ise, bu sevaba nâil olsun diye bir şarta bağlamanızda bir sakınca yoktur. Çünkü ibâdetler ve duâda bir şeyi şarta bağlamak câizdir.
İbâdetlerde bir şartta bağlamaya örnek:
Zubeyr'in kızı Dubâa -Allah ondan ve babasından râzı olsun- hac yapmak istediğini ama hastalık sebebiyle haccını tamamlamaktan endişe ettiğini Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e söylediğinde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ona şöyle buyurmuştur:
حُجِّي وَاشْتَرِطِي، وَقُولِي: اَللَّهُمَّ مَحِلِّي حَيْثُ حَبَسْتَنِي، فَإِنَّ لَكِ عَلَى رَبِّكِ مَا اسْتَثْنَيْتِ. [رواه البخاري ومسلم ]
"Haccını edâ et ve şöyle şart koş: Allahım! İhramdan çıkacağım yer, beni (haccı edâ etmekten) alıkoyacağın yer olsun.Zirâ Rabbin katında istisnâ kılma (şart koşma) hakkın vardır."(Buhârî; hadis no: 5089. Müslim; hadis no: 1207).
Duâda şart koşmaya gelince, Liân (karı ile kocanın, zinâ isnadı dolayısıyla birbiriyle karşılıklı lânetleşmesi) âyetinde Allah Teâlâ'nın şu sözüdür:
وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللهِ عَلَيْهِ إِن كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينُ [ سورة النور الآية: 7 ]