Allah’a hamd olsun.
Birincisi: Bazı insanlar, başın bir kısmını jiletle tıraş eder bir kısmını bırakır. Bunu yapan kişiler, tekrar umre yapma amacıyla yapabilirler. Ancak bu uygulama yanlış olup bunu savunan hiçbir ilim ehli yoktur.
İkincisi: bazı kişiler umrenin sonunda saçın bir bölümünden kısaltma yapar. Bu uygulama da ayetin zahirine aykırıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur. “…İnşâAllâh, (kiminiz) kafalarınızı tıraş etmiş ve (kiminiz saçlarınızı) kısaltmış olarak, güven içinde Mescid-i Haram'a kesinlikle gireceksiniz! …) Fetih/27 saçı kısaltırken başta gözüken bir eser olması gerekir. Bilindiği üzere birkaç kılı kesmek veya kısaltmak başın üstünde bir eser teşkil etmez. Umrecinin saçını kısalttığını veya kazıttığını göstermez. Böylece ayetin görünüşüne aykırı davranmış sayılır.
Söz konusu olan bu iki hataya düşmemek için mutlaka tüm saçı kısaltmak veya tüm saçı kazıtmak gerekir. Birkaç kılı kesmek ile yetinmek kesinlikle yanlıştır.
Üçüncüsü:
Bazı kişiler sây’ı bitirdikten sonra saçını kestirecek kimseyi bulamadığında eve döner elbisesini giyer daha sonra saçını kısaltır veya tıraş eder. Şüphesiz bu uygulama çok büyük bir hatadır. Çünkü insan umreden ancak saçını kısaltarak veya tıraş ederek çıkabilir. Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem veda haccında kurban kesemeyen kişilere haccını umreye dönüştürmelerini daha sonra saçını keserek ihramdan çıkmalarını emretmiştir. (Buhari 1691, Muslim 1229) bu hadis gereğince saç kesilmeden ihramdan çıkılmaz.
Bunun üzerine bir kimse sa’yı bitirdikten sonra saçını kestirecek kimse bulamazsa ihramı içinde devam eder. Saçını kestirmeyinceye kadar ihramdan çıkmaz. Şayet bir kimse bunu bilmeden yaparsa veya bunun caiz olduğunu zannederek yaparsa bu durumda onun üzerinde her hangi bir yükümlülük yoktur.
En iyisini Allah bilir.