Cuma 21 Cemaziyel-Evvel 1446 - 22 Kasım 2024
Türkçe

VUKU BULMADAN ÖNCE BÜYÜDEN KORUNMANIN ŞER'Î YOLLARI

Soru

Vuku bulmadan önce büyüden (sihirden) korunmanın yolları nelerdir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Büyünün tehlikesinden korunmanın en önemli yolu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak rivâyet olunan şer'î zikir ve duâlarla kişinin kendisini korumaya almasıdır.

Bu zikir ve duâlardan bazıları şunlardır:

1. Her namazın akabinde, selâmdan hemen sonra bu konuda gelen meşrû duâların akabinde Âyete'l-Kürsî'yi okumak.

2. Bu zikir ve duâlardan birisi, uykudan önce Âyete'l-Kürsî'yi okumak.

Âyete'l-Kürsî; Kur'an-ı Kerim'in en büyük ve en önemli âyetidir. Bu âyet şudur:

اللَّه لا إِلَهَ إِلا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلا نَوْمٌ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلا بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلا بِمَا شَاءَ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلا يَؤدُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ

سورة البقرة الآية: ٢٥٥

"Allah, O'ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O'nundur.O' nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir. O'nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır/kuşatmıştır.Onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür." (Bakara Sûresi: 255).

3. Yine, bu zikir ve duâlardan birisi, her farz namazın akabinde selâmdan sonra İhlas, Felâk ve Nas sûrelerini okumaktır. Sabah ve akşam namazlarının farzlarından hemen sonra ise, bu üç sûreyi üçer defa okumaktır.

4. Yine, bu zikir ve duâlardan birisi, gecenin ilk bölümünde (uykudan önce) Bakara sûresinin son iki âyetini (Âmene'r-Rasûlü) okumaktır. Bu iki âyet, şudur:

آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللَّهِ وَمَلائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ لا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلا وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلا تُحَمِّلْنَا مَا لا طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ

سورة البقرة الآيتان: ٢٨٥-286

"Peygamber ve (ona) îmân edenler, ona Rabbinden indirilene îmân ettiler.Hepsi de Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine îmân ettiler ve onlar arasından hiçbirisini ayırt etmeyiz, işittik ve itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş yalnızca sanadır dediler. Allah bir kimseye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutur veya hataya düşersek, bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme. Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirlere karşı bize yardım et!" (Bakara Sûresi: 285-286).

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen bir hadiste o şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَرَأَ آيَةَ الْكُرْسِيِّ فِي لَيْلَةٍ لَـمْ يَزَلْ عَلَيْهِ مِنَ اللهِ حَافِظٌ، وَلَا يَقْرَبُهُ شَيْطَانٌ حَتَّى يُصْبِحَ.

رواه البخاري نحوه

"Kim, geceleyin (uykudan önce) Âyete'l-Kürsî'yi okursa, (onu koruması için) Allah tarafından koruyucu bir melek görevlendirilir ve sabahlayıncaya kadar şeytan ona yaklaşamaz." (Buhârî bu lafza yakın bir şekilde rivâyet etmiştir.)

Yine, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak gelen başka bir hadiste o şöyle buyurmuştur:

مَنْ قَرَأَ بِالْآيَتَيْنِ مِنْ آخِرِ سُورَةِ الْبَقَرَةِ فِي لَيْلَةٍ كَفَتَاهُ.

رواه البخاري 

"Kim, geceleyin (uykudan önce) Bakara sûresinin son iki âyetini (Âmene'r-Rasûlü) okursa, bu iki âyet onu her türlü kötülükten korur." (Buhârî)

5. Yine, bu zikir ve duâlardan birisi, bir kimsenin, gece olsun, gündüz olsun, evde, çölde, havada veya denizde bir yerde ikâmet etmek istediği zaman şu duâyı çokça okumasıdır:

أَعُوذُ بِكَلِمَـاتِ اللهِ التَّامَّاتِمِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ.

 رواه أحمد والنسائي وصححه الألباني

"Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın eksiksiz sözlerine sığınırım." (Ahmed ve Nesâî, Bkz. Sahih-i Tirmizî; hadis no: 187, Sahih-i İbn-i Mâce; hadis no:266).

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

مَنْ نَزَلَ مَنْزِلًا، ثُمَّ قَالَ: أَعُوذُ بِكَلِمَـاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ، لَمْ يَضُرَّهُ شَيْءٌ حَتَّى يَرْتَحِلَ مِنْ مَنْزِلِهِ ذَلِكَ

رواه مسلم 

"Kim, bir yerde konakladıktan da sonra: ' Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın eksiksiz sözlerine sığınırım' derse, o konakladığı yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar veremez." (Müslim)

6. Yine,bu zikir ve duâlardan birisi, sabah ve akşamleyin üç defa şu duâyı okumaktır:

بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الْأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّمَـاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ. 

رواه الترمذي وأبو داود وابن ماجه وأحمد وصححه الألباني

"İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği Allah’ın adıyla (başlarım). O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir." (Ebu Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce ve Ahmed rivâyet etmişlerdir.Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce; hadis no:332.)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu duâyı okumaya teşvik etmiş ve bu duânın her türlü kötülükten kurtulmanın sebebi olduğunu belirtmiştir.

Her kim, şeytanın şerrinden Allah Teâlâ'ya sığınmak için okunan bu duâ ve sûreleri, samimiyetle, Allah Teâlâ'ya îmân ederek ve O'na güvenip dayanarak, delâlet ettiği anlamlarını gönül huzuruyla sürekli olarak okursa, büyü ve diğer her türlü şerli şeylerden korunmanın en büyük sebeplerinden birisine sarılmış olur.

Yine, bu duâ ve sûreleri çokça okumakla birlikte Allah Teâlâ'ya sığınmak ve O'ndan zararı gidermesini ve hastalığı ortadan kaldırmasını niyaz etmek, vuku bulduktan sonra büyüyü defetmenin (kovmanın) en büyük sebeplerindendir.

Hastalıkları, büyü ve diğer şerli şeylerden tedâvi etmek için, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olan duâlardan birisinde, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ashâbını şu duâ ile rukye etmiştir:

اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ أَذْهِبِ الْبَأْسَ، وَاشْفِ أَنْتَ الشَّافيِ لاَ شِفاَءَ إِلاَّ شِفاَؤُكَ، شِفاَءً لاَ يُغاَدِرُ سَقَمـاً. [ رواه أبو داود والترمذي]

"Ey insanların Rabbi olan Allahım! Hastalığın şiddetini giderip şifâ ver. Şifâ veren yalnızca sensin. Senin şifândan başka şifâ yoktur. Öyle bir şifâ ver ki hiçbir hastalık kalmasın." (Ebu Dâvud ve Tirmizî)

Bu rukyelerden birisi de, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- hastalandığında Cebrâil -aleyhisselâm-’ın kendisinin üzerine okuduğu şu duayı da okumalıdır:

بِسْمِ اللهِ أُرْقيِكَ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ يُؤْذيِكَ وَمِنْ شَرِّ كُلِّ نَفْسٍ أَوْ عَيْنٍ حاَسِدٍ، اَللهُ يَشْفيِكَ، بِسْمِ اللهِ أُرْقيِكَ.

روا مسلم

"Allah’ın adıyla sana rukye yapıyorum. Sana eziyet veren her şeyden, her kötü nefisten ve hasetçi gözün şerrinden sana rukye yapıyorum. Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana rukye yapıyorum." (Müslim)

Bu duâyı üç defa tekrarlar.

Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.

Kaynak: Bkz: (Mecmû'u Fetâvâ İbn-i Baz -Allah ona rahmet etsin-; c: 8)