Allah’a hamd olsun.
Bu soru, değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin- arz edildiğinde o şöyle cevap vermiştir:
"Kadının, Allah Teâlâ'ya itaat etmesine yardımcı olması için bu hapları kullanmasını uygun görmüyoruz. Çünkü kadının fercinden çıkan âdet kanı, Allah Teâlâ'nın, Âdem -aleyhisselâm-'ın kızlarına yazmış olduğu bir yazgıdır.
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Vedâ haccında beraberinde götürdüğü Âişe'nin -Allah ondan râzı olsun- yanına girdiğinde o umre için ihrama girmişti, fakat Mekke'ye girmeden önce âdet olduğu için ağlıyordu.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ona:
-Seni ağlatan nedir? diye sordu.
Âişe -Allah ondan râzı olsun-, ona âdet olduğunu haber verince, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ona şöyle buyurmuştur:
- Bu (âdet kanının gelmesi), Allah'ın, Âdem'in kızlarına yazmış olduğu bir şeydir."
Âdet kanının gelmesi, kadının elinde olan bir şey değildir.Bu sebeple kadının, Ramazan'ın son on gününde âdet kanı geldiği zaman, Allah Teâlâ'nın kendisi için takdir ettiğine iknâ olmalı ve bu hapları kullanmamalıdır.
Kendilerine güvendiğim bazı doktorlardan bana ulaşan bilgilere göre, âdet kanının gelmesine engel olan bu haplar, kadının rahmine ve kanına zarar vermektedir. Belki de kadın hâmile kalırsa, karnındaki ceninin sakat doğmasına sebep olabilmektedir. Bundan dolayı bu haplardan uzak durulmasını uygun görüyoruz. Kadın, âdet kanı gelirse, namaz kılmayı ve oruç tutmayı bırakır. Çünkü bu durum, kendisinin elinde değildir. Aksine Allah Teâlâ'nın takdiridir.