Allah’a hamd olsun.
Müslümanın imanı zayıflar ve nefsine yenik düşebilir. Şeytan ona günahları süsler, nefsine zulüm eder ve Allah’ın yasakladığı şeyleri yapar. Ancak yüce Allah kullarına güzel muamelede bulunmaktadır. Onun rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Her kim yaptığı bir zulümden ya da hatadan dolayı tövbe ederse Allah onun tövbesini kabul eder.
‘Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’[1]
Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok ikram sahibidir. Allah bütün Müslümanlara Allah’ın rahmeti ile cenneti kazanmaları için nasuh/samimi tövbe ile tövbe etmelerini emretmiştir. Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.’[2]
Güneş batıdan doğana kadar tövbe kapısı kullara açıktır. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Şüphesiz ki yüce Allah gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için, geceleri elini açar. Geceleri günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de, gündüz elini açar. Bu güneş battığı yerden doğuncaya kadar devam eder.’[3]
Nasuh tövbe dil ile söylenen bir kelime değildir. Bilakis tövbenin kabul edilmesi tövbe eden kimsenin işlediği günahtan hemen vazgeçmesi şartına bağlanmıştır. Aynı şekilde işlediği günahlardan dolayı pişman olmasına bağlanmıştır. Aynı şekilde işlediği günahları bir daha işlememesine bağlanmıştır. Zulüm ettiklerine haklarını vermesini gerekir. Tövbe eden kimsenin ölümü kesinleşmeden önce tövbe etmiş olması gerekir. Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.’[4]
Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet sahibidir. Allah günah işleyen kullarını tövbe etmeye çağırıyor. Ta ki onu bağışlasın. Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’[5]
Şüphesiz yüce Allah kullarına karşı çok merhamet ve şefkat sahibidir. Yüce Allah tövbe edenleri sever. Yüce Allah şu ayette belirttiği gibi tövbe edenlerin tövbesini kabul eder: ‘O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.’[6]
Yüce Allah şöyle buyurdu: ‘Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.’[7]
Kâfir olan kimse Müslüman olduğunda yüce Allah onun günahlarını sevaba çevirir. Allah (celle celaluhu) şu ayette belirttiği gibi bu kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar: ‘İnkâr edenlere söyle: Eğer (iman edip, düşmanlık ve savaştan) vazgeçerlerse, geçmiş günahları bağışlanır.’[8]
Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet sahibidir. Yüce Allah kullarının tövbe etmesinden hoşlanır. Yüce Allah kullarını affetmek için onlara tövbe etmelerini emrediyor. İnsi ve cinni olan şeytanlar ise insanları haktan ayırıp batıla çekmek istiyorlar. Allah (celle celaluhu) şu ayette belirttiği gibi: ‘Allah, sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.’[9]
Yüce Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Kulun günahları büyürse, nefsini haram ve günah olan şeylerde israf ederse sonra da tövbe ederse Allah onun tövbesini kabul eder. Günahları ne kadar olursa olsun Allah onun tövbesini kabul eder. Yüce Allah şu ayette belirttiği gibi: ‘De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.’[10]
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘Rabbimiz gecenin son üçte birinde, Dünya semasına iner ve şöyle der; “Bana dua eden yok mu duasına icabet edeyim, benden isteyen yok mu ona vereyim, bağışlanma dileyen yok mu onu bağışlayayım.’[11]
Nefis güçsüzdür. Bir insan her günah işlediğinde tövbe edip istiğfarda bulunması gerekir. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet sahibidir. Allah (celle celaluhu) şöyle buyurmaktadır: ‘Kim bir kötülük yapar yahut kendine zulmeder, sonra da Allah’tan bağışlama dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur.’[12]
Müslüman hata yapmaya ve günah işlemeye eğilimlidir. Bundan dolayı çokça tövbe edip çokça istiğfarda bulunması gerekir. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: ‘ Allah’a yemin olsun ki günde en az yetmiş defa tövbe edip istiğfarda bulunurum.’[13]
Yüce Allah kullarının tövbe etmesinden hoşlanır ve onların tövbelerini kabul eder. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şu hadisinde belirttiği gibi kullarının tövbe etmesi yüce Allah’ın hoşuna gider: ‘Allah’ın kulunun tövbesinden duyduğu sevinç, birinizin çölde kaybetmiş olduğu devesini bulmasından dolayı duyduğu sevinçten daha fazladır.’[14]
Allah en iyisini bilir.