Allah’a hamd olsun.
Bütün övgüler Allah’adır.Zinanın tespiti yolunda âlimler dört yolu sayarlar:
1- Tanıklık
2- Kabul etme
3- Efendisi ve kocası olmayan birinin hamile kalması
4- Kocanın lianı tamamlanırsa ve hanımı bunu geri çevirmezse zinada, şahitlerde aranacak şart, şahadetleri kabul edilen kimselerden olması gerekir. Zinayı açık lafızlarıyla tanımlarlar – erkek mahreminin kadının mahreminin içinde olduğunu gördüklerini- eğer onlardan bazısı o ikisini elbiselerinden soyutlanmış çıplak olarak gördükleriyle yetinirlerse ya da belli hareket ve tarzı tanımlarlarsa bu zinanın yapıldığını tespit etmeye yeterli değildir.
“eş-Şerhul-Mumti’” adlı eserin (157/6) sayfasında Şeyh İbn Useymin –Allah ona rahmet etsin- şöyle diyor:
Zinayı açık-seçik kelimelerle tanımlarlar: onun penisini onun vajinasında gördük, bunu demesi gerekir. Eğer biz onu kadının üzerinde çıplak olarak gördük diyorlarsa bu kabul edilmez. Öyle ki erkeğin kadını ile ne yapması gereken durumda olduğuna tanıklık ederiz deseler bile bu tanıklık için yeterli değildir. Onun zekerinin kadının fercinin içinde olduğuna şahidiz, demeleri gerekir. Bu ise zor bir durumdur. Ömer(r.a.) döneminde bu olaya şahid olan adamın dediği gibi: eğer bacaklar arasında olsaydın böylesi bir tanıklığı yapmayacaktın. Bu nedenle Şeyhul-İslam kendi döneminde Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem döneminden Şeyhul-İslam İbn-i Teymiye dönemine kadar şehadet yoluyla zinanın tespit edilmediğini zikretmiştir. Öyle ise o vakitten belirtilen vakte kadar tespit edilmemiştir. Aynı şekilde şahitlik yoluyla günümüze kadar tespit edildiğini de bilmiyoruz. Çünkü bu zor olan bir durumdur.” Bitti.
Zina konusunda şehadet durumunu zorlaştırma ancak Şari’in istediği maksadı gerçekleştirme dışında değildir.O da, kullarının üzerini örtmektir.Zinanın yaygınlaşmamasıdır. Toplumları ırzları suçlamada, nesebi yaralamada sakındırmaktır.
“el-Camiu li-Ahkamul-Qur’an” eserinin (83/5) sayfasında el-Kurtubi rahimehu Allah şunu belirtiyor:
“Allah, zina konusunda özellikle dört şahit kılmıştır: iddia edene ağır gelsin ve kulların üzeri örtülsün.” Bitti.
Şeyh Abdurrahman es-Sa’di “Tefsiri” nin (563/1) sayfasında şunu belirtiyor:
“(Eğer onun üzerine dört şahid getirmezlerse..) yani: iftira edenler iftira ettikleri durumu getirmelidir, (dört şahid) yani: udul şartlarını taşıyan ve razı olunan kimseler (eğer şahidleri getirmediler işte bu kimseler Allah katında yalancının ta kendileridir) ister kendilerince buna ikna olmuş olsalar dahi. Çünkü onlar Allah’ın hükmünde yalancılardır, çünkü Allah onlara dört şahid olmaksızın bu konuda konuşmalarını haram kılmıştır. Bu nedenle şunu buyurmaktadır: (işte bu kimseler Allah katında yalancının ta kendileridir) ve şunu da buyurmamıştır: (işte bu kimseler yalancının ta kendileridir) bütün bunlar müslümanın ırzının haramlığı çok büyük olduğunu belirtmek içindir. Bu nedenle doğru tanıklık noktasına ulaşmaksızın suçlamaya gitmenin caiz olmadığıdır.” Bitti.
(839) ve (6926) nolu sorularının cevaplarına bakınız.
İkincisi:
Bu katil fuhuştan toplumlarımızı ve gençlerimizi korumamıza gelince; toplumların ve devletlerin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Değişik kuruluşları da bu alanda çalışmaya teşvik edilmelidir. Çünkü bu bireysel değil toplu bir sorumluluktur. Toplumların selametini gerçekleştirmek ancak zinadan ve ona düşmekten koruyacak sebepleri almayı tamamlamakla mümkündür. Bu sebepler şöyle sıralanabilir:
1- Zina günahının büyüklüğünü genel bilgilendirme ile yaygınlaştırmak, aklın ve şeriatın çirkinliğinde, iğrençliğinde ve yasaklanmasında ittifak ettiği büyük günahlardan biridir. Dünyada ki afetlerin ve musibetlerin gelmesine, halkların helakine sebep olduğunu ve kıyamet gününde ise ödülünün cehennem olduğunu açıklamak gerekir.
İmam Ahmed şunu belirtir: bir insanı öldürmekten sonra en büyük durum zinadan başkası değildir. (435/2)
Allah şunu emretmektedir: (zinaya yaklaşmayın, çünkü o bir hayâsızlıktır ve kötü bir yoldur) el-İsrâ Suresi, 32
Şeyh Abdurrahman es-Sa’di “Tefsiri” nin (457/1) sayfasında şunu belirtiyor:
Allah zinayı çirkinlik olarak tanımlayıp (onun bir fuhuş) yani şeraitte, akılda ve yaratılışta kabul edilmeyen bir günah olduğunu belirtmektedir. Çünkü zina, Allah’ın hakkında, kadının hakkında, ailesinin veya kocasının hakkında, yatağı bozmak ve nesli ifsat ve daha değişik fesadı getirme hakkında yasaklara cüret etmeyi içermektedir. (onun kötü bir yol) yani bu büyük günaha cüret eden kimsenin yolu ne kötü yoldur. Bitti.
2- Bu fuhşun yayılmasının getireceği kötü durumları gençlere öğretilmelidir. Öldürücü hastalıkların yaygınlaşması, gayri meşru çocukların ortaya çıkması, aile oluşumunun çökmesi, çocukların kaçıp kötü davranışları edinmeleri, boşanma istatistiğinin yükselmesi, cinayetlerin yaygınlaşması vb. durumlar, toplumların ve ailelerin istikrarını tehdit etmektedir. En kötü biçimde pornografinin yaygınlaştığı toplumlarda bunun etkisini göstermektedir. Bu da toplumlarının bitişini ve medeniyetlerinin çöküşünü alarm etmektedir.
3-Temiz ve helal olan evlilikle cinsel ilişkileri şer’i yolla kolaylaştırmaya çalışmak. Kendisinin ve hanımının iffetini korumada sevab kazanacağını, dininin yarısını evlilikle tamamlayacağını, peygamberlerin sünneti olduğunu, şeraitin emri olduğunu açıklayarak evlilik teşvik edilmelidir.
Bu yolda toplumların görevi evliliği geciktiren engelleri ortadan kaldırmaktır. Evliliğe engel olan fakirliğe çözüm bulmalıdır. Kendisini iffetli kılacak bir mala sahip olmayan gençlere maddi destek sağlamalıdır. Öyle ki el-Kurtubi tefsirinde şunu belirtmektedir: (Erkeklerinizden ve kadınlarınızdan) olan hür bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden ehlüs-salahı evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir.(Lütfu) geniş olan ve (Her şeyi) bilen Allah 'dır. ) en-Nûr Sûresi, ayet 32”“Sizden kocası olmayanı evlendirin. Çünkü bu, iffetli olmanın yoludur.” (239/12)Ebi Ubeyd el-Qasım bin Sellam’ın “el-Emval” kitabının (251) sayfasında; Ömer bin Abdülaziz, Irak’ta ki valisine şunu yazdığını belirtir: Parası olmayan her bekâra bak ve evlenmek isterse onu evlendir onun masraflarını ben üstleniyorum.
4- İbn-i Kudama –Allah ona rahmet etsin- el-Muğni adlı eserinde (587/7) şunu belirtir:insan nikâha ihtiyaç duyan oğlunu iffetli kılması kaçınılmazdır. Bu Şafii Mezhebinin açık görüşüdür.” Bitti.
5- Bu önemli soruna karşı toplumun ve babaların yapacakları iş, mehirleri yükseltmemektir. Evlilik külfetiyle hava atmak veya böbürlenmek veya ondan bir kazanç elde etmek yoluna gidilmemelidir.
Ömer bin el-Hattab bir gün Minberde şöyle konuştu: Kadınların sadakalarını-yani mehirlerini- sakın ha yükseltmeyin. Bu dünyada bir ikram veya Allah katında bir takva olsa bile sizden daha hayırlınız olan Peygamber sallallahu aleyhi ve selem kadınlarından bir kadınına veya kızlarından bir kızına on iki Ukkeye’den daha fazla mehir vermemiştir.) Ebu Davud rivayet etmiştir (2106) el-Elbani ise Ebu Davud sahihinde bunun sahih olduğunu rivayet etmiştir.
6- Islahatçılar toplumlarda rezaletin ve fesadın yaygınlaşmasına sebeplerden birinin babaların kızlarının mehirlerini fırsat olarak değerlendirdiklerinde hemfikirdirler. Tarihin belli dönemlerinde batı toplumlarının bazısında rezaletin yayılma sebeplerini “Mebahicul-Felsefe” kitabında Well Durant şunu belirtir:
Öyle ki babalar kızlarının yüksek mehirine göz dikerek iffetlerinin bedelini bu duruma getirmişlerdir. Bu konuda herhangi bir çekişme yoktur. İşte o vakitler evlilik açıktan satın alınan bir konudur.” Bitti.
7- Toplumları zina rezaletinden koruyacak en önemli durum sevgi havasının yaygınlaşması ve eşler arasında sevginin olmasıdır. Ailenin saadetine sevgi ve saygıyla, doğrulukla, vefakârlıkla, hakları ve görevleri yerine getirmekle özen gösterilmelidir. Çünkü mutlu aile, anlayışlı, uyumlu iki eş, toplumun sapmasına ve sanal mutluluğu ararken fuhşa düşmesine engeldir.
8- son olarak da Allah subhanehu ve Tealaya bağlı, muhafazakâr, mütedeyyin bir hava oluşturulmaya çalışılmalıdır. Burada açık-seçiklik, pornografi gizlenir, avretler örtülür, zinanın tılsımı olan danslar ve içkiler yasaklanır. Bütün bu durumlar fuhuş ateşini tetiklemektedir. Eğer toplum bundan kurtulursa ateşten emin olurlar.
Sitemizdeki yayımlanan (20161) ve (3234) nolu soruların cevaplarından faydalanılabilir.
Bu konuda faydalı kitaplardan Dr. Fadl İlahi’nin yazdığı “Zinadan korunma yolları” faydalanılabilir ve ona başvurulabilir.
Allah en iyi bilendir.