Allah’a hamd olsun.
Allah Teâlâ, insanda şehvet duygusunu yaratmış, âile kurumunun tesis edilmesi, toplumun güç ve kuvvet kazanması ve Allah Teâlâ'nın rızâsı doğrultusunda dünyanın imâr edilmesi gibi dünyevî faydalar gerçekleşmesi için, bu gücü (şehvet gücünü) doğru yolda harcamayı -ki bu, gücü yeten kimsenin evlenmesidir- kullarına emretmiştir. Üstelik bu depolanmış gücün (şehvetin) ihtilam olma (rüyâlanma) yoluyla dışarı çıkarılması, Allah Teâlâ'nın kullarının bünyelerine yerleştirdiği bir yoldur. İhtilam, kadın ve erkekteki cinsel gücü başka bir tarafa yönlendirmektir.Bu gücün dışarı çıkarılmasında insanın herhangi bir rolü ve etkisi yoktur. Aksine bu güç, insanın tabiatının gereğidir ve insan bundan dolayı dînen sorumlu tutulmaz.
Bunun delillerine gelince:
1. Ali b. Ebî Tâlib'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
رُفِعَ الْقَلَمُ عَنْ ثَلاثَةٍ: عَنِ النَّائِمِ حَتَّى يَسْتَيْقِظَ، وَعَنِ الصَّبِيِّ حَتَّى يَشِبَّ، وَعَنِ الـْمَعْتُوهِ حَتَّى يَعْقِلَ. [ رواه الترمذي وابن ماجه والنسائي]
"Kalem (dînen sorumlu tutulmak), üç kişiden kaldırılmıştır: (Uykusundan) uyanıncaya kadar uyuyan kimseden, akıl-bâliğ oluncaya kadar çocuktan, aklî dengesi yerine gelinceye kadar deliden." (Tirmizî; hadis no: 1343. İbn-i Mâce; hadis no: 3032. Nesâî; hadis no: 3378).
Ayrıca hadisi, Tirmizî dışındaki sünen sahipleri de, Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet etmişlerdir.
Tirmizî, hadis, hasendir demiştir. Nevevî de, Müslim'in Şerhi; c: 8, s: 14'de hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.
Uyuyan kimse, uykusunda ne yaptığını bilemez. Bundan dolayı kendisinden kalem (dînen sorumlu tutulmak) kaldırılmıştır. Rüyâlanma uyuyan kimseden vukû bulur. Dolayısıyla rüyâlanma, dînen muaf tutulan şeylerdendir.
2. Hatta Allah Teâlâ, rüyâlanmayı, ergenlik çağına erişmenin belirtilerinden birisi olarak yaratmıştır:
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
وَإِذَا بَلَغَ الْأَطْفَالُ مِنكُمُ الْـحُلُمَ فَلْيَسْتَأْذِنُوا كَمَا اسْتَأْذَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللهُ لَكُمْ آيَاتِهِ وَاللهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ [سورة النور الآية: 59]
"Çocuklarınız ergenlik çağına girdikleri (ve dînen sorumlu oldukları) zaman,büyüklerin (sizin yanınıza girmek için) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte Allah, size (izin isteme âdâbını öğrettiği gibi) âyetlerini de böyle açıklar.Allah, (kullarının mefaatine olan şeyleri) hakkıyla bilendir, (hüküm koymada) hikmet sahibidir." (Nur Sûresi: 59).
Şayet ihtilam haram olsaydı, Allah Teâlâ onu ergenlik çağına erişmenin bir belirtisi kılmazdı.
3. Ümmü Seleme'nin kızından, o da annesi Ümmü Seleme'den rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
جَاءَتْ أَمُّ سُلَيْمٍ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَتْ: يَا رَسُولَ اللهِ! إِنَّ اللهَ لَا يَسْتَحْيِي مِنْ الْـحَقِّ، فَهَلْ عَلَى الْـمَرْأَةِ مِنْ غُسْلٍ إِذَا احْتَلَمَتْ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: نَعَمْ إِذَا رَأَتِ الْـمَـاءَ. فَقَالَتْ أُمُّ سَلَمَةَ: يَا رَسُولَ اللهِ! وَتَـحْتَلِمُ الْـمَرْأَةُ؟ فَقَالَ: تَرِبَتْ يَدَاكِ! فَبِمَ يُشْبِهُهَا وَلَدُهَا. [رواه البخاري ومسلم]
"Bir gün Ümmü Süleym, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e gelerek:
- Ey Allah'ın elçisi! Şüphesiz Allah, hakkın söylenmesinde hayâ edilmesini emretmez (hakkın zikredilmesinden çekinmez). Kadın, ihtilam olursa (erkeğin rüyâsında gördüğü şeyi görürse), kendisine boy abdesti gerekir mi? diye sordu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
-Evet, kadın (uyandıktan sonra elbisesinde) suyu (menîyi) görürse... buyurdu.
Ümmü Seleme:
- Ey Allah'ın elçisi! Kadın hiç ihtilam olur mu? diye sordu.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
- Allah iyiliğini versin (Ümmü Seleme!) Peki çocuğun annesine benzemesinin nedeni nedir? (çocuk niçin annesine benzer?)" buyurdu." (Buhârî; hadis no: 130. Müslim; hadis no: 236).
4. Âişe'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğna göre, o şöyle demiştir:
سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الرَّجُلِ يَجِدُ الْبَلَلَ وَلَا يَذْكُرُ احْتِلَامًا، قَالَ: يَغْتَسِلُ. وَعَنِ الرَّجُلِ يَرَى أَنَّهُ قَدِ احْتَلَمَ وَلَمْ يَجِدْ بَلَلًا، قَالَ: لَا غُسْلَ عَلَيْهِ. قَالَتْ أُمُّ سَلَمَةَ يَا رَسُولَ اللهِ! هَلْ عَلَى الْـمَرْأَةِ تَرَى ذَلِكَ غُسْلٌ؟ قَالَ نَعَمْ، إِنَّ النِّسَاءَ شَقَائِقُ الرِّجَالِ.
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e, uykusundan uyandıktan sonra elbisesinde ıslaklık bulan, fakat ihtilam olduğunu hatırlamayan kimse hakkında sorulmuş,o: Yıkanması gerekir, buyurmuştur.
Yine, uykusunda ihtilam olduğunu, fakat elbisesinde ıslaklık bulmayan kimse hakkında sorulmuş, o: Boy abdesti alması gerekmez, buyurmuştur.
Bunun üzerine Ümmü Seleme:
- Ey Allah'ın elçisi! (Rüyâsında) bunu görürse, boy abdesti alması gerekir mi? diye sordu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
- Evet, (boy abdesti alması gerekir) buyurdu. Çünkü kadınlar, (hüküm konusunda) ancak erkekler gibidirler." (Tirmizî; hadis no: 113. Ebu Dâvud; hadis no: 236).
Aclûnî hadis hakkında şöyle demiştir:
"İbn-i Kattân dedi ki: Hadis, Âişe kanalıyla zayıftır, ama Enes kanalıyla sahihtir." (Keşfu'l-Hafâ; c: 1, s: 248).
Kısacası:
İhtilam olma (rüyâlanma), normal bir durumdur ve ondan kurtulmak mümkün değildir. Durum, sizin düşündüğünüz gibi utanç verici değildir.
Allah Teâlâ en iyi bilendir.