Salı 9 Ramazan 1445 - 19 Mart 2024
Türkçe

Ölüyü defnederken kefenin düğümlerini çözmek ve ölünün yüzünü açmak

105369

Yayınlama tarihi : 13-12-2013

Gösterimler : 92658

Soru

Kabirde kefenin düğümlerini çözmenin ve ölünün yüzünü açmanın hükmü nedir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Ölüyü defnettikten sonra kefenin düğümlerini çözmek müstehaptır. Çünkü kefenin düğümlenmesi, kefenin dağılmaması içindir.Ölü kabre konulduğu zaman düğümler çözülür.

İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Ölünün, (kabre konulduktan sonra kefenin) baş ve ayak tarafındaki düğümlerinin çözülmesi müstehaptır. Çünkü kefenin (baş ve ayak kısmının) düğümlenmesi, kefenin dağılmasından endişe edildiği içindir. Ölü defnedildikten sonra artık bu endişe ortadan kalkmıştır.

Nitekim şu hadis buna delildir:

لَمَّا وَضَعَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نُعَيْمَ بْنَ مَسْعُودٍ الأَشْجَعِيَّ فِى الْقَبْرِ نَزَعَ الأَخِلَّةَ بِفِيهِ.

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Nuaym b. Mes'ud el-Eşcaî'yi kabre koyunca kefeninin düğümlerini ağzıyla çözdü."

Abdullah b. Mes'ud ve Semura b. Cundub'den de buna benzer hadis rivâyet edilmiştir." ("el-Muğnî", c: 2, s: 191)

Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Kefenin düğümlerinin çözülmesi konusunda Abdullah b. Mes'ud'dan -Allah ondan râzı olsun- bir eser gelmiştir ki o da şudur:

"Ölüyü kabre koyduğunuz zaman, kefenin düğümlerini çözün."

Ölünün yüzünün hepsinin açılmasına gelince, bunun hiçbir aslı yoktur. Bu konuda – eğer sahih ise- bir rivâyet gelmiştir. Bu rivâyette İbn-i Ömer -Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle demiştir:

أَوْصَانِي عُمَرُ رَضِيَ الله عَنْهُ قَالَ: إِذَا وَضَعْتَنِي فِي لَحْدِي فَأَفِضْ بِخَدِّي إِلَى الْأَرْضِ حَتَّى لَا يَكُونَ بَيْنَ جِلْدِي وَبَيْنَ الْأَرْضِ شَيْءٌ.

"Ömer -Allah ondan râzı olsun bana vasiyet ederek şöyle dedi:

-(Öldükten sonra) beni lahdime koyduğun zaman, yanağımı toprağa temas ettir ki, tenim ile toprak arasında hiçbir şey olmasın." ("Mecmû' Fetâvâ İbn-i Useymîn", c: 17, s: 183)

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi