Çarşamba 24 Cemaziyes-Sani 1446 - 25 Aralık 2024
Türkçe

Allah’ın Birliği

Soru

Müşriklere Allah’ın Birliğine Dair Deliller Verebilir misiniz?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Şüphesiz kâinatın yaratılışı, düzeni ve işleyişi; Allah’ın birliğine apaçık delildir. Yüce Allah şöyle dedi: “Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!” (Araf 54)

Göklerin ve yerin yaratılması… Gece-gündüzün değişimi… Bitki, meyve ve cansızların farklılıkları… İnsan ve hayvanların yaratılışı… Tüm varlıklar, ortağı olmayan büyük yaratıcının varlığına şahitlik eder ve bu açık bir delildir. “İşte her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah! O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Durum bu iken nasıl oluyor da (haktan) döndürülüyorsunuz?” (Mumin 62)

Bu yaratıkların çeşitliliği ve büyüklüğü, mükemmelliği ve itinayla yeri yerinde olması, korunması ve tedbir içinde olması… Tüm bunlar; yaratıcının tek olduğunu ve dilediğini yapan bir ilah olduğunu gösterir. “Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şey üzerine vekildir.” (Zümer 62)

Yukarıda geçen tüm bilgiler; yaratıkların bir yaratıcısının olduğunu, bu varlıkların bir sahibinin olduğunu, şekillerin bir şekillendiricisinin olduğunu gösterir. “O; yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Haşr 24)

Göklerin, yerin ve kâinatın uyum ve düzen içinde olması; tüm yaratıkların birbiriyle uyumlu olması, yaratıcının bir olduğunu ve onun hiçbir ortağı olmadığını kanıtlar. “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.” (Enbiya 22)

Tüm bu büyük varlıklar ya kendini yaratmıştır, ki bu da imkansızdır, ya da insan kendini yaratmış, daha sonra bunları yaratmıştır. Bu da imkansızdır. “Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak inanmıyorlar.” (Tur 35-36)

Akıl, vahiy ve fıtrat; bu varlığın bir yaratanı olması gerektiğini söyler. O yaratıcı; Hay, Kayyum, Alim, Habir, Kavi, Aziz, Rauf, Rahim ve tüm güzel isim ve sıfatların sahibidir. Her şeyi bilir, hiçbir şey onu aciz kılmaz, hiçbir şey ona benzemez. “Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.” (Bakara 163)

Allah’ın varlığı, olması gereken zaruri bir şey olup akıl ve mantık açısında yokluğu kabul edilemez.   “Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?.. dediler.” (İbrahim 10)

Yüce Allah insanları Rububiyet ve Allah’ın birliği bilgisi üzerinde yaratmıştır. Ancak şeytanlar Ademoğullarına gelmiş ve gerçek dinlerinden saptırmıştır. Kudsi Hadis’te şöyle geçer: “…Ben kullarımın hepsini Hanif din ve temiz bir inanç üzere yarattım. Ama onlara şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp saptırdılar. Benim kendilerine helâl kıldıklarımı onlara haram ettiler.” (Muslim 2865)

Bazıları Allah’ın varlığını inkâr ediyor, bazıları şeytana tapıyor, bazıları insana tapıyor…Bazıları ise paraya, ateşe, kadına veya hayvanlara tapıyor… Bazıları yerden bir taşı veya gökteki bir yıldızı O’na ortak ediniyor… Oysa Allah’tan başka ilah olarak edindikleri varlıklar; yaratmazlar, rızıklandırmazlar, işitmezler, görmezler, fayda ve zarar vermezler. Peki Allah dışında bir ilaha nasıl olur da ibadet edilir? “Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?” (Yusuf 39)

Yüce Allah; işitmeyen, görmeyen ve idrak etmeyen putlara tapan kişileri şöyle nitelemiştir:

“Allah’ı bırakıp tapındıklarınızın hepsi sizin gibi (yaratılmış) kullardır. Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi hemen onları çağırın da size cevap versinler (duanıza icabet etsinler). Onların yürüyecek ayakları mı var? Yahut tutacak elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var, ya da işitecek kulakları mı var? De ki: “Haydi, çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun da bana göz açtırmayın bakalım!” (Araf 194-195)

“De ki: ‘Size yarara da, zarara da güç yetirmeyen Allah’tan başka şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah, işitendir, bilendir.’” (Maide 76)

İnsanoğlu ne kadar da cahildir. Onu yaratan ve rızıklandıran Allah’ı nasıl da inkâr eder ve başkasına ibadet eder?

“…Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.” (Hac 46)

(Ey Muhammed!) De ki: “Hamd Allah’a mahsustur. Selâm onun seçtiği kullarına.” Allah mı daha hayırlıdır, yoksa onların ortak koştukları mı? (Onlar mı) Yoksa, gökleri ve yeri yaratan ve size gökten su indiren mi? Ki onunla (o suyla) gönül alıcı bahçeler bitirdik, sizin içinse bir ağacını bitirmek (bile) mümkün değildir. Allah ile beraber başka bir ilah mı? Hayır, onlar sapıklıkta devam eden bir kavimdir. Ya da yeryüzünü bir karar yeri kılan, onun arasında ırmaklar var eden ve ona (yeryüzü için) sarsılmaz dağlar yaratan ve iki deniz arasında bir ara-engel (haciz) koyan mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? Hayır onların çoğu bilmiyorlar. Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, kendisine dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. Ya da karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir ilah mı? Allah, onların şirk koştuklarından yücedir. Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilah mı? De ki: ‘Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınızı getiriniz.’ (Neml 59-64)

Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

En iyisini Allah bilir.

Kaynak: Muhammed b. İbrahim el Tuveyciri adlı müellifin Usulu el din el İslami eserinden alıntıdır