Pazar 21 Cemaziyes-Sani 1446 - 22 Aralık 2024
Türkçe

Çocuk emzirmekle meşgul olmaktan dolayı iki namazı birleştirmek

154863

Yayınlama tarihi : 15-04-2012

Gösterimler : 45172

Soru

Yeni doğan oğlum haftalık ve ben, onu normal bir şekilde emziriyorum. Size şunu sormak istiyorum:
Oğlumu emzirirken Kur'an-ı Kerim okumam câiz midir? Çünkü oğlum bazen çok süt emdiğinden dolayı Kur'an-ı Kerim okumak için ara veremiyorum.
Yine, namazları birleştirmem (iki namazı cem etmem) câiz midir? Çünkü oğluma daha çok ihtimam göstermem gerektiriyor. Bu sebeple namazları vaktinde kılamıyorum. Bunu da günde ancak bir defa gerçekleştirebiliyorum. Ben, öğüt ve uyarılarınızı gerçekten takdir ediyorum.
Allah Teâlâ, mükâfatınızı en güzel bir şekilde versin.

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Birincisi:

Çocuk emziren kadının, çocuğunu emzirirken Kur'an-ı Kerim okuması câizdir. Bunda bir sakınca yoktur. Eldiven gibi arada bir engel olmadan Kur'an-ı Kerim'i yüzünden okuduğun zaman abdestli olmanız şarttır.

Bu konuda (10672) ve (8950) nolu soruların cevaplarına bakabilirsiniz.

İkincisi:

Allah Teâlâ'nın emrettiği şekilde namazları vakitlerinde kılmak gerekir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

... إِنَّ الصَّلاَةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَاباً مَّوْقُوتاً [ سورة النساء من الآية: 103 ]

"...Çünkü namaz, bilinen vakitlerde müminlerin üzerine farz kılınmıştır." (Nisâ Sûresi: 103)

Yolculuk veya (elbiseyi ıslatacak kadar şiddetli yağan) yağmur veyahut da hastalık gibi namazları birleştirmeyi gerektiren bir özür (mazeret) olmadıkça iki namazı birleştirmek câiz değildir.

Ebu Musa el-Eş'arî ve Ömer b. Hattab'tan -Allah onlardan râzı olsun- rivâyet ettiğine göre Ebu Musa el-Eş'arî ve Ömer b. Hattab şöyle demişlerdir:

الْجَمْعُ بَيْنَ الصَّلاَتَيْنِ مِنْ غَيْرِ عُذْرٍ مِنَ الْكَبَائِرِ. [رواه ابن أبي شيبة]

"İki vakit namazı özürsüz olarak birleştirmek (cem etmek), büyük günahlardandır." (Musannef İbn-i Ebî Şeybe; c: 2, s: 346)

Bazı ilim ehli, elbisesine çok necâset bulaşmasından yani her namaz için elbisesini temizlemek kendisine meşakkat verdiğinden dolayı süt emziren kadının uğradığı meşakkati, namazları birleştirmeyi mübah kılan bir özür saymıştır.

Ebu Meâlî şöyle demiştir:

- Böyle durumdaki süt emziren kadın, hasta kimse gibidir." (Keşşâfu'l-Kinâ'; c: 2, s: 5)

Yani, süt emzirdiği çocuğun necâseti süt emziren kadının elbisesine bulaşıyorsa ve elbisesini temizlemek veya değiştirmek veyahut da yıkamak kendisine zorluk veriyorsa, namazlarını birleştirmesi ona mübah olur.Fakat -günümüzde özellikle çocuğun necâsetinin yayılmasını önleyen çocuk bezleri bulunmakla birlikte- necâset elbisesine bulaşmıyorsa, bu, namazları birleştirmek için bir özür sayılmaz. Çünkü abdestle birlikte namaz kılmak için on ve birkaç dakika fazlası kendisine yeterdir. Çocuk emziren kadının, bu kısa süre zarfında çocuğunu bırakmayacak kadar meşgul olacağı düşünülemez.

Çocuk emziren kadının, namazlarını gereği gibi ve tam kılmak için çocuğunun uyku ve dinlenme vaktini değerlendirmesi gerekir.

Namaz, en büyük ibâdettir ve kelime-i şehâdetten sonra İslâm dîninin en önemli rüknüdür.

Müslüman, namazlarını vakitlerinde, erkânına uygun olarak devamlı kılmak ve namaza gereken önemi vermekle emrolunmuştur.Çünkü namaz, kul ile Rabbi arasındaki bir bağdır. Eğer kul namazı kaybederse, namazın dışındaki ibâdetleri daha fazla kaybeder.

Kıymetli bacım!

Size nasihatimiz; namazınıza önem vermeniz, onu vaktinde devamlı bir şekilde edâ etmeniz, bu amelin, Allah Teâlâ tarafından berekete, korumaya ve muvaffakiyete nâil olmanın sebeplerinden birisi olduğunu bilmelisiniz.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

مَنْ عَمِلَ صَالِحاً مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ [ سورة النحل الآية: ٩٧ ]

"Her kim, erkek olsun, kadın olsun, mü'min olarak salih amel işlerse, ona (dünyada malı az da olsa) mutlaka güzel bir hayat yaşatırız ve (âhirette de) onlara mükafatlarını, elbette (dünyada) yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz."(Nahl Sûresi: 97)

Allah Teâlâ yine şöyle buyurmuştur:

(( وَمَنْ يَتَّقِ اللَّهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاً 2 وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لا يَحْتَسِبُ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً3)) [ سورة الطلاق من الآيتين: 2-3 ]

"... Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan bir çıkış yolu yaratır. Ona hiç ummadığı yerden rızık verir. Kim, Allah’a tevekkül ederse (dayanırsa), O, kendisine yeter. Şüphesiz ki Allah; emrini yerine getirendir. Gerçekten Allah, her şey için bir ölçü var etmiştir." (Talâk Sûresi: 2-3)

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

Kaynak: İslam Soru-Cevap Sitesi