Allah’a hamd olsun.
Birincisi:
Biz, sitemizde necaset hükmü açısında nemli ve ıslak şeyler arasında bir ayrım yapmadık; Aksine ıslak ve nemli necaset, bu konuda aynı hükme tabidir. Söz konusu ayrım, necasetin ıslak ve kuru olma durumları arasındadır.
Kuru bir necaset, aynı derecede kuru bir şeyle karşılaştığında bulunduğu yerin ötesine geçmez. Bu duyularla görülebilen bir şeydir. Kuru bir nesne, kuruyken kendisiyle temas edildiğinde necaset özelliklerinden (renk, tat veya koku) hiçbirini sirayet ettirmez.
Suyuti r.h şöyle dedi: Bir Kural: “El-Kamuli, el Cevahir’de şöyle dedi: Eğer necis bir şey kuru iken temiz bir şeye temas ederse onu necis kılmaz.” (El eşbah ve el Nezair 1/432).
İbn Cibrin r.h şöyle dedi: Kuru necasete, kuru vücut ve elbise ile dokunmanın zararı ve etkisi yoktur.. çünkü necaset ıslak iken bulaşır.. (Fetava İslamiye 1/194)
Şayet bir necaset ıslaksa, ister ıslak ister kuru bir yerle temas ettiğinde bulunduğu yerin dışına geçmesi genellikle mümkündür.
İkincisi:
Bal, kremler ve diğer sıvılar; necis bir şeye temas ettiklerinde etkilenir ve bu necaseti taşır ve bunlar aracılığıyla necaset bulaşır. Özellikle de necasetin düştüğü miktar azsa ve içinde yayılıyorsa necis hükmü verilir. Ancak necasetin düştüğü miktar büyük ise bu durumda sadece etrafını etkiler.
İbn Abbas r.a’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e yağın içine düşüp ölen bir fare hakkında sorulması üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Onu ve etrafındakileri atın ve yiyin.” (Buhari 5538).
Hadiste geçen “ve etrafındakiler” ifadesi, Necis olan nesnenin etrafındaki şeylerin de necasetinden etkilendiğinin kanıtıdır ve bu konuda ihtilaf yoktur. Ancak ihtilaf, bunu aşan sıvılarla ilgilidir.
Sonuç olarak: Burada bizi ilgilendiren sıvıların da tıpkı su gibi necasetten etkilenmesidir. Hatta sudan daha da etkilenmektedir. Çünkü su, diğer sıvıların sahip olmadığı kirliliği bertaraf etme gücüne sahiptir.
Üçüncüsü:
Görünen ve görünmeyen necasetler arasında fark yoktur. Mesela idrarın necis olması, idrarın o yere bulaştığı bilindiği veya bazı özelliklerinin onda göründüğü sürece; O yer, necasetin üç unsurundan (rengi, tadı veya kokusundan) birisinin görülmesi halinde necis olur. Eğer giysinin üzerine idrar düşerse ve giysinin rengi idrar izi belli olmayacak şekildeyse, bu durum giysinin necis olmadığı anlamına gelmez.
Ancak necaset, idrar sıçraması ve benzeri gibi gözle fark edilemeyecek kadar küçükse, bazı âlimler bunun mazur görülebileceğini söylemişlerdir.
Şirazi rahimehullah şöyle demiştir: “Eğer necaset fark edilmiyorsa, bu durumda üç yol vardır: Ashabımızdan bazıları şöyle demiştir: “Hükmü yoktur; çünkü ondan korunmak mümkün değildir, semerin tozu gibidir.” Bazıları da şöyle demiştir: “Hükmü diğer necasetler gibidir; çünkü o kesin bir necasettir, hislerle algılanan bir necaset gibidir…”
Nevevi r.h şöyle dedi: “Bütün bunlardan tercih edilen doğru olan görüş şudur: Ne su ne de elbise necis değildir ve bu, el-Mahamili’nin el-Mukni’ adlı eserinde zikrettiği ve iki kitabında Ebu’t-Tayyib b. Seleme’den naklettiği ve el-Gazali, el-İdde adlı kitabın müellifinin ve diğerlerinin doğruladığı görüştür. Çünkü bu konuda sakınmak imkansızdır ve bunda zorluk vardır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ( O, size din konusunda hiçbir güçlük kılmamıştır.) Allah en iyisini bilir. (Şerh-i Muhazzab 1/178).
El-Merdavi r.h, necasetlerden muaf olunan şeyler bağlamında şöyle demiştir: en doğru olan görüşe göre az miktardaki kan ve benzeri şeylerin bulaştığı su, affedilir. Gözle görülemeyen küçük şeyleri mazur görmeyi seçmiştir… Şeyh Takiyüddin şu görüşü tercih etmiştir: Hem yiyeceklerde hem de diğerlerinde fare dışkısı dahil az olan tüm küçük necasetleri mazur görmeyi seçmiştir. Mantıklı düşünen herkes, genellikle korunması mümkün olmayan durumlar affedildiğine hususunda şüphe etmez. fare dışkısı ve sinek kanından daha zor olan durum ise değirmenlerde, şeker ve yağ fabrikalarında oluşan durumlardır. Alimlerin çoğu onun temiz olmasını tercih etmiştir. (El-İnsaf 1/334).
Bazı alimler şöyle dedi: gözle fark edilmese bile küçük necaset bile mazur görülmez. (Keşaf el-Kina’ 1/190).
Dördüncüsü:
Bir kimseye necaset bulaştığı zaman onu hemen gidermesi ve kuruyuncaya kadar bırakmaması sünnettir. Bunun delili Enes bin Mâlik’in hadisine göre bir bedevi mescidin bir kenarında idrarını yaptı bunu göre sahabiler onu engellemeye çalıştılar ancak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara engel oldu ihtiyacını giderinceye kadar beklemeleri söyledi. İdrarını yaptıktan sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir kova su istedi ve idrarın üzerine döküldü. ( Buhari 221).
Hafız İbn Hacer r.h, şöyle dedi: Engel ortadan kalktığında kötü durumları ortadan kaldırmak için harekete geçilir, çünkü işi bittiğinde su dökmelerini emretmiştir. “Fethu’l-Bari”.
Beşincisi:
Eğer necis ayaklar terlerse, necasetin çoraplara bulaşması kaçınılmazdır. yukarıda da belirtildiği gibi yer kuru olsa bile necaset ıslak olduğunda başka yerlere bulaşır.
En iyisini Allah bilir.