Perşembe 20 Cemaziyel-Evvel 1446 - 21 Kasım 2024
Türkçe

AYETLERİN DUVARLARA ASILMASININ HÜKMÜ

Soru

Bazı müslümanların evlerini ziyâret ettiğimde, bunlardan birçoğunun duvarlarına, üzerinde Kur’an âyetlerinin ve Allah Teâlâ'nın güzel isimlerinin veya benzeri şeylerin yazılı olduğu tablolar astıklarını görüyorum. İslâm dîninin bu konudaki hükmü nedir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Panolar asmak veya üzerinde âyetlerin yazılı olduğu bez parçalarının evlerde, okullarda, ofis veya iş yerlerinde asılı olmasında şer’i bakımdan bir kısım mahzurlar bulunmaktadır.

Bunlar:

1. Bunların asılması, genellikle süs olarak ve duvarların âyet nakışları ve renkli desenlerden zikirlerle bezenerek güzel görünmesini sağlamak gayesiyle yapılmaktadır. Bu ise,Kur’an’ın hidâyet, güzel öğüt ve okunması vb için indirilmiş olması prensibinden sapma anlamına gelir. Zira Kur’an-ı Kerim, duvarları süslemek için inmemiş, aksine insanları doğru yola iletmek ve göstermek için inmiştir.

2. İnsanlardan bir kısmı da, bereket umarak bu âyetleri asmaktadır. Bu ise, bid’attir. Meşru olan bereket ummak (teberrük), onu okumakla olur, yoksa duvara asmakla, raflara kaldırmakla veya onu panolara ve kabartma levhalara dönüştürmekle olmaz.

3. Bu durumda, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in ve Raşid Halifelerinin -Allah onlardan râzı olsun- takip ettiği yola aykırı hareket etme sözkonusudur. Zira onlar, böyle bir şey yapmamışlardır. İyilik, onlara tabi olmaktadır, bidatlere uymakta değildir. Hatta tarih şahittir ki; Endülüs’te Türkiye’de ve başka yerlerde, süslemeler ve bu gibi tablo işleri, evlerin ve mescitlerin duvarlarına âyetlerin nakşedilmesi, müslümanların zayıfladığı ve güçsüzleştiği dönemlerde artmıştır.

4. Bu tabloların asılmasının şirke götürme ihtimali vardır. Zira bazı insanlar, bu levha veya tabloların evi ve ev halkını kötülük ve belalardan koruduğuna inanmaktadırlar. Bu, batıl ve haram bir inançtır. Halbuki, gerçekte koruyan Allah -celle celâluhu-’dur. O’nun koruma sebeplerinden birisi, Kur’an okumak ve huşû içinde meşru’ olan zikirler yapmaktır.

5. Üzerine âyet yazılan bu tabloların ticarete ve daha çok kazanmaya aracı yapılması ihtimali vardır. Kur’an’ın, bu gibi şeylerden korunması gerekir. Bu tabloların bir kısmının, satın alınmasında israf ve savurganlık yapılmaktadır.

6. Bu tablolardan bazıları da, altın kaplama olabilmektedir. Bunların kullanılması ve duvarlara asılmasının haramlılığı daha da artmaktadır.

7. Bu tabloların bazılarında lüzumsuz şeyler yazılmaktadır. Okunamayacak kadar karma karışık, gereksiz ve faydasız yazılar. Çünkü bunlar, okunamayacak kadar karmaşık haldedirler. Bazıları kuş biçiminde veya secde eden insan ve benzeri şekillerde yazılmış, (tasviri mübah olmayan) ve canlı (ruh sahibi) resimlerdir. 

8. Tablolar üzerine âyetlerin yazılmasında, Kur’an âyet ve sûrelerine karşı saygısızlık ve suiistimal söz konusudur. Mesela bir evden, bir diğerine taşınırken, yine, duvarların boyanması veya evin temizlenmesi için (bu panoların) indirilmesi sırasında, bu panolar, eşyalarla beraber, (gelişigüzel) üst üste konmaktave âyetlerin üzerine başka şeyler de konulabilmektedir.

9. Bazı îmânı zayıf müslümanlar, bu panoları, dînin emirlerini yerine getirdiklerini (göstermek istercesine) vicdanlarının sızısını dindirmek için nefislerini tatmin etmek maksadıyla asmaktadırlar. Halbuki bu tabloların onlara hiçbir faydası yoktur.!

Özet olarak, bu şer kapısının kapatılması ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in akaid vs. hükümlerde en faziletli insanların çağı olduğuna şahitlik ettiği, İslâm'ın ilk çağlarındaki hidâyet önderlerinin yoluna tâbi olmak gerekir.

Sonra, birisi çıkıp, “biz bunu süs olsun diye ve büyük paralar harcayarak yapmıyoruz.Bizim istediğimiz sadece, o salonlarda oturanlara Allah Teâlâ'yı hatırlatmaktır” diyecek olursa, buna cevap (olarak deriz ki):

Gerçekte öyle midir?Buralarda oturanlar, Allah’ı zikrediyorlar ve başlarını kaldırıp da bu levhaları okuyorlar mı?

Gerçekler bunu desteklemiyor ne yazık ki! Bilakis duvarlarında âyetlerin asılı olduğu kaç salonda orada oturanlarca başlarının üzerinde asılı olanlara ters davranışlar sergilenmektedir. Yalan söylenmekte, gıybet edilmekte, dalga geçilmekte ve kötü sözler sarf edilmektedir. (Bir an için) gerçekten bunlardan istifade edenlerin de olduğunu farz edecek olsak bile, bunların adedi, bu konudaki hükmü değiştirmeyecek kadar azınlıktadır.

Müslümanlara düşen; Allah Teâlâ'nın kitabına yönelmek, onu okumak ve ona göre hareket etmektir. Allah Teâlâ’dan; Kur’an-ı Kerim'i, kalplerimizin sevinç kaynağı ve gönüllerimizin nuru kılmasını, hüzünlerimizi aydınlatıcı ve üzüntülerimizi giderici (eylemesini) dileriz.

Kaynak: Şeyh Muhammed Salih El Muneccid