Cuma 19 Ramazan 1445 - 29 Mart 2024
Türkçe

Medine-i Münevvere’ye ziyaret etmekle ilgili İslami yönlendirmeler

Soru

Bir gurup hacı, hacc ibadetini eda ettikten sonra Mescid-i Nebevi’yi ziyaret etmek istiyorlar bunun üzerine konu ile ilgili sizden nasihat bekliyorlar.

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

,

Ey Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in şehrine gelenler hoş geldiniz gönlünüz huzur dolsun, Allah sizin ibadetlerinizi kabul etsin, Allah sizi muratlarınıza erdirsin, seçkin sahabelerin hicret ettikleri hicret şehrine Ensarların memleketine hoş geldiniz.

Aşağıdaki nasihatleri Mescid-i Nebevi’yi ziyaret etmek isteyenlere yönlendirmelerdir:

Şüphesiz Medine, yeryüzünde Mekke’den sonra en hayırlı şehridir. Değerini bilin, hürmetine ve kutsallığına riayet edin, en güzel edebi takının, biliniz ki yüce Allah bu şehirde yanlış yapanı tehdit etmiştir. Nitekim ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “Medine haremdir, Kim bu haramı ihlal edecek bir davranışta bulunursa, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah kıyamet günü o kimseden ne farz ne nafile hiçbir hayır kabul etmez” (Buhari 1867, Muslim 1370)

Bunun üzerine her kim O mekanda bir günah veya suç işleyeni koruma altına alırsa kendini alemlerin rabbi olan yüce Allah’ın gazabına ve azabına maruz bırakmıştır.

Medine hareminde yapılan en büyük günahlardan biri de bidatları yapmak, hurafeleri yaymak, temiz toprakta bidat makalelerini yaymak, şirk kitaplarını dağıtmak, İslam’a aykırı tüm haram ve günah çeşitlerini ortaya koymaktır.

Mescid-i Nebevi’nin ziyareti, sünnetlerden bir sünnet olup vacip değildir. Ziyaretin hacc ile alakası olmadığı gibi tamamlayıcı bir unsur değildir. Hacc’ın Mescid-i Nebevi’nin ziyareti veya Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in kabrinin ziyareti ile alakalı olduğuna dair aktarılan hadislerin tümü uydurulmuş hadislerdir. Her kim Mescid-i Nebevi’de namaz kılmak için yolculuk yaparsa amacı hayırlı bir amaçtır. Ancak yolculuğu ile sadece Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in kabrini ziyaret etmeyi amaçlarsa o zaman yolculuğu sakıncalıdır.

Zira Ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “ (ibadet niyetiyle) Ancak üç mescide yolculuk yapılabilir: Mescid-i Haram, Mescidim ve Mescid-i Aksa”. (Buhari 1189, Muslim 1397)

Başka bir hadiste Cabir bin Abdullah Radiyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Yolculuk yapıldığı en hayırlı yer; Mescidim ve Mescid-i Haram’dır. “ Ahmed, 3/350, Elbani silsile sahihe 1648

Mescid-i Nebevi’de kılınan namazın sevabı kat kat arttırılmaktadır. Bu namaz ister farz olsun ister nafile olsun alimlerin tercihli görüşüne göre aynı artırım geçerlidir. Nitekim Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyuruyor: “Mescidimde kılınan bir namaz, Mesdcid-i haram ve Mescid-i Nebevi dışında kılınan namazdan bin kat daha faziletlidir” (Buhari1190- Muslim 1394)

Ancak evde kılınan nafile namaz, daha faziletli olmasına rağmen evde kılmak daha faziletlidir. Çünkü Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Farz hariç kişinin en faziletli namazı evinde olan namazıdır.” (Buhari 731- Muslim 781)

Ey bu kutsal Mescid’in ziyaretçisi! Şunu bil ki; sütunlar, duvarlar, kapılar, mihrap ve minber gibi Mescid’i Nebevi’nin her hangi bir bölümü ile teberrük etmek caiz değildir. Bunlara teberrük amacıyla dokunmak ve öpmek caiz olmadığı gibi Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in yattığı mezarın her hangi bir bölümüyle teberrük etmek ve etrafında tavaf etmek de caiz değildir.

Her kim bunlardan bir şey yaparsa tövbe edip tekrar bunu yapmaması gerekir.

Mescid’i Nebevi’yi ziyaret edenin Ravza’da iki rekat veya istediği kadar nafile namazı kılması meşrudur. Zira ebu Hureyre Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “Benim evim ile Minberim arasında cennet bahçelerinden bir bahçe vardır, Minberim havuzun üzerindedir” (Buhari 1196- Muslim 1391)

Yezid bin Ebi Ubeyd şöyle dedi: Seleme bin el Ekve’ ile beraber geldiğimde Ravza-i Şerifte bulunan direğin yanında namaz kılınırdı. Ey ebu Muslim! Dikkat ettim ki siz hep bu direğin yanında namaz kılmaya çalışıyorsunuz! Dedi ki: çünkü ben Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’i burada namaz kılmaya önem verdiğini gördüm. Buhari 502- Muslim 509

Ravza’da namaz kılmak insanları rahatsız etmek, zayıf kişileri itmek ve insanların üstünde geçmeyi meşru kılmaz.

Medine-i Münevvere’yi ziyaret edenin Kuba Mescidi’nde namaz kılmak için gelmesi meşrudur. Çünkü bu, umre sevabını elde etmek için Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in izinden gitmektir. Zira Sehl bin Hanif şöyle dedi: Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Her kim Mescid-i Kubaya gelir içinde namaz kılarsa bir umre yapmış gibidir” Ahmet 3/487, Nesai 699 , Elbani sahih el terğib 1180-1181 İbn Mace rivayeti ise: “ Her kim evinde temizlenir Kuba Mescid’ine gelirse ve içinde namaz kılarsa bir Umre sevabı alır” İbn Mace 1412. Buhari ve Muslim rivayetine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem,  her cumartesi yaya veya binekli olarak Mescid-i Kuba’ya gelir iki rekat kılardı” Buhari 1191, Muslim 1399

Ey değerli ziyaretçi” Medine’de bu iki mescid (Mescid’i Nebevi’nin, Kuba Mescidi) dışında başka bir yeri ziyaret etmek meşru değildir. Hadislerde veya sahabelerden rivayet edilmeyen; sevap alma ve ibadet maksadıyla her hangi bir şeyi ziyaret etmek meşru değildir. Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in namaz kıldığı yerleri veya mescitleri araştırarak bu yerleri ibadet maksadıyla ziyaret etmek meşru değildir. Zira Me’rur bin Suveyd Rahimehullah şöyle dedi: Ömer bir el Hattab ile çıktık, yolsa bir mescit gördük, insanlar o mescitte namaz kılmaya önem verdiler. Ömer bin Hattab: bunlar ne yapmaya çalışıyorlar diye sordu. Dediler ki Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem bu mescitte namaz kılmıştır. Ömer Radiyallahu anhu: “Ey insanlar! Sizden öncekiler bu tür şeyleri önemsedikleri için helak olmuşlardır. Taki o yerleri alışveriş yerleri yaptılar. Her kimin namazı her hangi bir mescide denk gelirse namazını kılsın, namaz vakti değilse yoluna devam etsin. İbn Ebu Şeybe, El musannaf 7550 Ömer bin Hattab bazı insanların altında Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’e beyat edilen bir ağacı ziyaret ettikleri haberi alınca o ağacı kesmiştir. İbn Ebu Şeybe, El musannaf 7545

Mescid’i Nebevi’yi ziyaret eden erkeklerin Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in, Ebu Bekir sıddık’ın ve Ömer bin el Hattabın kabirlerini de ziyaret etmeleri meşrudur. Onlara selam vermek ve dua etmek meşrudur. Ancak kadınların kabirleri ziyaret etmeleri tercihli görüşe göre meşru değildir. Çünkü İbn Abbas Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem kabirleri ziyaret eden kadınları lanetlemiştir. Ebu davud 3236- Tirmizi 320- İbn Mace 1575. Sahih elbani.

Ziyaretin yapılış şekli ise: ziyaretçinin Mezarı şerife gelip yüzüyle yönelip “el selamu alyke ya Rasulallah!” sonra sağına ilerleyip Ebu Bekire: “el selamu aleyke Ya eba bekir!”. Sonra biraz daha sağına ilerleyip “el selamu aleyke ya ömer!”. Der

      Medine’yi ziyaret edenlerin Baki’ mezarlığını ziyaret etmeleri meşrudur. Onlara selam verir ve dua eder. Bureyde Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem, mezara çıkanlara şöyle demelerini öğretirdi: “El selamu aleykum ehle diyari minel müminin ve el muslimin, ve İnne in şe Allah bikum lahikun, Neselullahe lene ve lekum el afiyete” Muslim 974-975

Şüphesiz kabir ziyareti iki büyük amaç için meşru kılınmıştır:

Birincisi: ziyaret edenin ölümü hatırlaması ve ibret alması içindir.

İkincisi: ziyaret edilene dua ve rahmet dilemek içindir.

Kabir ziyaretinin şartı ise kadere sitem anlamında feryat figan etmemektir. Bureyde babasından rivayet ettiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Ben sizi kabir ziyaretinden alıkoymuştum, her kim kabirleri ziyaret etmek isterse ziyaret etsin, ama feryat figan ederek ağlamayın” Nesai 2033

Şüphesiz kabirlerin etrafından tavaf etmek caiz değildir. Onlara doğru veya aralarında namaz kılmak da caiz değildir. Bununla beraber ibadet maksadıyla Kur’an okumak dua yapmak caiz değildir. Çünkü bunlar şirke sebep olan hususlardır. Her ne kadar da üzerine mescit inşa edilmese bile kabirleri mescit edinme anlamına gelir.  Nitekim Aişe ve Abdullah bin Abbas Radiyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre şöyle dediler: Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem ölüm döşeğindeyken şöyle dedi: Allah Yahudi ve Hristiyanlara lanet etsin peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” Buhari 436- Muslim 529

Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “İnsanların en şerlilerinden bir grup; onlar sağ iken kıyametin kopuşuna denk gelenlerdir ve kabirleri mescit edinenlerdir. Ahmed 1/405, Buharide muallak olarak Fiten babında rivayet edilmiştir.

Ebu Mersed el Ğanuvi Radiyallahu anhu şöyle dedi Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem’in şöyle dedini işittim: “ Kabirlerin üstünde oturmayın ve onlara yönelik namaz kılmayın” Muslim 972

Ebu Said el Hudri Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “ Mezarlık ve banyolar hariç yeryüzünün hepsi mescittir” Ahmed 3/83 Tirmizi 317

Enes Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem kabirlerin arasında namaz kılınmasını yasaklamıştır.” İbn Hibban 1698

Kabirlerin üzerine secde etmek caiz olmadığı gibi putperestlik ve cehalettir. Kabir ziyaretinde bulunan kimsenin kabirlerle teberrük etmesi, onları öpmesi, bir şeylerin yapıştırılması, toprağı ile şifa ummak caiz değildir. Teberrük amacıyla kendi saçından veya vücudunun her hangi bir parçasını kabirlere gömmek, fotoğrafını veya başka bir şeyi kabirlere gömmek caiz değildir.  Ayrıca kabirlere para veya yiyecek atmak da caiz değildir. Her kim bu eylemlerden birini yaparsa bu yanlıştan tövbe etmesi vaciptir. Kabirde yatanların adına dua etmek, onların hürmetine ve hakkıyla Allahtan bir şey istemek caiz değildir. Zira haram olan bir tevessüldür. Kabirleri yükseltmek veya kabirlerin üzerinde inşa etmek caiz değildir. Çünkü bu uygulamalar kabirleri yüceltmek ve fitneye düşmeye neden olmaya sebep olmaktadır. Söz konusu geçen yanlış uygulamalarda kullanacak kişiye yiyecek veya koku satmak caiz değildir.

Ölülerden meded ummak ve yardım dilemek büyük bir şirktir. Bunun yapan putperest olur. Zira sıkıntıları ancak yüce Allah giderir.

Yüce Allah  şöyle buyurmaktadır: “………. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.  Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.” Fatir 13-14

Başka bir ayette: De ki: “Onu bırakıp da ilâh diye ileri sürdüklerinizi çağırın. Onlar, başınızdaki sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler. Onların yalvardıkları bu varlıklar, “hangimiz daha yakın olacağız” diye Rablerine vesile ararlar. O’nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.” İsra 56- 57

Kaynak: Mescid-i Nebevi İmam Hatibi Şeyh Salah el Bedir