Allah’a hamd olsun.
Birincisi: Unutmamak gerekir ki dua, insanların çoğu ihmal ettiği bir silahtır. Dua ibadetin ta kendisidir.
Numan bin Beşir Radiyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “Dua ibadetin ta kendisidir” daha sonra şu ayeti okudu: “Rabbiniz şöyle dedi: “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” (Ğafir/60) (Elbani: Bu hadis sahihtir. Tirmizi 2685)
Başka bir hadiste: “Allah katından duadan daha üstün bir şey yoktur” (Elbani sahih demiştir. Tirmizi 2684.)
Başka bir hadiste: “Her kim Allah’tan bir şey istemezse Allah ondan kızar” (Elbani: Hasen demiştir. Tirmizi 2686) bu bilgiler ışığında çokça dua etmemiz gerektiği anlaşılmaktadır.
İkincisi: Duanın adabı ve kuralları mevcut olup kısaca şöyledir:
1-Duada bulunan kimse ilk önce kendisiyle başlar.
2-Duada ellerin kaldırılması mustehaptır..
3-Abdestli olmak.
4-Dua’da kıbleye yönelmek.
5-Allah’a tevazu içinde yalvarmak “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” (Araf/55) İbn Kayyım şöyle demiştir: alçak gönüllü dua etmemek haddi aşmaktır. (Bedai el Fevadi 3/12)
6-Duada ısrarcı olmak.
7- Duanın kabul olmasında aceleci davranmamak. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Biriniz aceleci olup: Ben dua ettim ama duam kabul olunmuyor demedikçe duası kabul olunur.” (Buhari 6340, Muslim 2735)
Müslüman bir kimse dua ettiğinde mutlaka şu üç durumdan birine nail olur:
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “Yeryüzünde herhangi bir Müslüman, günah işlemek üzere ve akraba ile ilişki kesmek üzere olmaksızın her ne türlü duâ ederse Allah o duâsında üç şeyden birini kendisine verir: Duasını acil bir şekilde kabul eder, Karşılığını ahirette verir veya misliyle ondan bir kötülüğü giderir.” Bunun üzerine orada bulunanlardan biri:
“Öyleyse duâyı çoğaltırız” dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem: “Allah’ın ikramı daha da çoktur buyurdu.” (Tirmizi 3573, Ahmed 10749)
8-Duada dikka edilecek hususlardan biri de: duanın başında Allah’a hamd ve sena getirmek Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e salavat getirmektir. Fudala bin Ubeyd Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in namazında dua eden bir adamı işitti. Bu adam salavat getirmeden dua etmişti. Rasulullah: bu kimse çok acele etti. Biriniz dua ettiğinde ilk önce Allah’a hamd ve sena getirsin daha sonra peygambere salavat getirsin daha sonra istediği şey dilesin. (Elbani Sahih demiştir. Tirmizi 2765)
Üçüncüsü:
Duada aşırıya gitmek birkaç hususla olur:
a- Duada detaylıca istemek, şüphesiz meşru olan genel dua etmektir. Doğrusu dünya ve ahiret hayrından istemektir. Abdullah bin Muğaffel Radiyallahu anhu, oğlu şöyle dua ettiğini işitir: “Rabbim Cennet’e girdiğimde sağ tarafında beyaz saray istiyorum”. Bunun üzerine, oğluna şöyle demiştir: Allah’tan cenneti iste ve cehennemden Allah’a sığın!. Ben Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’in şöyle dediğini işittim: “Bu ümmette taharet ve duada aşırıya gidecek topluluklar olacaktır” demiştir. (Ebu Davud 096)
b-Haram bir şeyi dilemek veya haram vesile olan bir şeyi dilemek. Çünkü vesileler amaçların hükmündedir. (İbn Kayyım Bedai el Fevaid 3/12)
televizyon genellikle haramları izlemek ve işitmek için kullanıllır. Böyle bir şeyi istemek duada aşırıya gitmek sayılır. Aşırıya gitmek iki yönden vuku bulmuştur:
birincisi: detaylı olması, ikincisi: harama vesile olan bir şeyi istemesi. İnsanların çoğu yaptığı gibi o da haramda kullanacaksa duada aşırıya gitmektir.
En iyisini Allah bilir.