Allah’a hamd olsun.
Söz konusu vakfın kumbarası, şayet sizden korunmasıyla ilgili bir ihmal olmamışsa onu telafi etmenize gerek yoktur. Fakat korumasında bir ihmal söz konusu ise kumbarayı ve içindeki parayı telafi etmeniz gerekir. Çünkü süz emanetçisiniz, zira emanetçi sadece ihmal ettiği durumda veya emanete zarar verdiği takdirde zarar gören emaneti telafi eder.
Bu konuda (el Mevsua el fıkhiye 258-259/28) kitabında şöyle geçmektedir:
Bir şeyi teslim alan kişi, iki guruba ayrılır:
Emanetçi - garantör.
Emanetçi: Bir şeyi kendi mülkiyetine geçirmeden bir varlığı yanında bulunduran kişidir. Ödünç alan, kiralayan, ortak, kar ortağı, vakıf sorumlusu ve vasi bu kategoriye girmektedir.
Garantör: bir varlığı kendi mülkiyetine geçirmek veya onun yanına bırakan kişinin yararı amacıyla bir şeyi himayesinde bulunduran kişidir. Örnek: müşteri, rehine alan, gasp eden, malik ve borç alan kişi bu gurupta değerlendirilir.
Emanetçi, eli altında bulunan varlıkları ancak kasıtlı bir şekilde veya ihmal ettiği durumunda tazmin ve telafi eder.
Bir varlığı kendi yararı için veya kendi mülkiyetine geçirmek için yanında bulunduran kimse, her durumda tazmin eder. Söz konusu varlık, doğal bir afetle zarar görürse veya onu sahibine iade etmekten aciz olursa zararı telafi etmekle yükümlüdür.
Sonuç olarak: şayet kumbarayı vakfedildiği amaçta kullanmışsan ve korunmasıyla ilgili senden her hangi bir ihmal ve kasıt olmamışsa onu tazmin etmen gerekmez. Bununla birlikte aynısını veya iyisini elde edersen daha güzel olur, dedikodulardan ve şüphelerden uzak durmanız açısından sizin için daha iyi olacaktır. Zira bağışların toplandığı kumbara çok pahalı değildir. Bununla birlikte ecir kazanırsınız. Mecbur olmamanızla birlikte yenisini almanızı tavsiye ederiz.
En iyisini Allah bilir.