Allah’a hamd olsun.
Kabrin yanında Kur'an okumak, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den bu konuda hiçbir hadis gelmediği için meşrû değildir.
Nitekim İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi'ne:
"Ölünün kabrini ziyâret ederken onun için Fâtiha sûresi veya Kur'an'dan bir şey okumak câiz olur mu? Bu davranış ona fayda verir mi?" Diye sorulmuş, bunun üzerine komitesi şöyle cevap vermiştir:
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre O kabirleri ziyâret eder ve ashâbına öğrettiği birtakım duâlarla ölüler için duâ ederdi. İşte ashâbının O'ndan öğrendiği duâlardan birisi şudur:
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ أَهْلَ الدِّياَرِ مِنَ الْمُؤْمِنيِنَ وَالْمُسْلِميِنَ، وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللهُ بِكُمْ لاَحِقوُنَ، نَسْأَلُ اللهَ لَناَ وَلَكُمُ الْعاَفِيَةَ. [ رواه مسلم ]
"Bu yurdun (kabristanın) mü'minler ve müslümanlardan olan sâkinleri! Allah'ın selâmı üzerinize olsun. İnşâallah biz de sizin gibi olacağız (îmân üzere öleceğiz). Allah'tan bize ve size, (her türlü belâlardan, dünyâ ve âhiret azabından) kurtuluş dileriz." (Müslim)
Ashâbının kabirlerini pek çok defa ziyâret etmesine rağmen Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den ölüler için Kur'an'dan bir sûre veya âyetler okuduğuna dâir hiçbir hadis bildirilmemiştir. Şayet bu davranış dînen meşrû olsaydı, daha çok sevap talep etmek, ümmetine rahmet olmak ve tebliğ görevini yerine getirmek için, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- herkesten önce kendisi bunu yapar ve ashâbına da açıklardı. Zirâ Allah Teâlâ, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i nitelendirirken şöyle buyurmuştur:
لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ [ سورة التوبة الآية: 128 ]
"Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz kendisine çok ağır gelen, size pek düşkün, mü'minlere karşı çok şefkatli ve merhametli bir elçi gelmiştir." (Tevbe Sûresi: 128)
Sebepleri olmasına rağmen Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bunu yapmayınca, bu davranışın meşrû olmadığına delâlet eder. Nitekim sahâbe -Allah onlardan râzı olsun- böyle bilerek Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yolundan gitmişler, kabristanı ziyâret ettikleri zaman sadece ölülerden ibret almak ve onlar için duâ etmekle yetinmişlerdir. Ölüler için Kur'an okuduklarına dâir onlardan hiçbir şey de nakledilmemiştir. Bu sebeple ölüler için Kur'an okumak, dîne sonradan sokulan bir yenilik olduğu için bid'at sayılmıştır.
Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sâbit olduğuna göre o şöyle buyurmuştur:
مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ [ متفق عليه ]
"Her kim, bu işimizde (dînimizde) onda olmayan bir şeyi ona ihdâs eder (açık veya gizli Kur'an ve sünnette aslı olmayan bir şey getirir)se, o ihdâs ettiği şey, reddolunmuştur (bâtıldır)." (Buhârî ve Müslim) ("İlmî Araştırmalar ve Dâimî Fetvâ Komitesi Fetvâları", c: 9, s: 38)
Allah Teâlâ en iyi bilendir.