Allah’a hamd olsun.
Her kim gelecekte bir şeyi yapacağına dair yemin eder ve bunu yerine getirmezse yemin keffaretini öder.
İbn Kudame Rahimehullah şöyle dedi: Her kim bir şeyi yapmak veya bir şeyi yapmamak üzere yemin eder daha sonra tersini yaparsa yemin keffareti ödemekle yükümlü olur. Bu konuda fıkıh alimleri arasında ihtilaf yoktur.
İbn Abdulber şöyle dedi: Müslümanların icmasıyla keffaret gerektiren yemin, gelecekte yapılacak işler için olan yemindir. (el Muğni 13/445)
Daimi Fetva Kurulu Alimlerine şöyle soruldu:
Gece vaktinde bana bir misafir geldi, dilimden kendisine bir şey keseceğimi dair bir yemin sözü çıktı, o da kesmeyeceğime dair yemin etti. bu durumda ne yapılması gerekir?
Cevap:
Durum anlatıldığı gibiyse yemin keffareti vermeniz gerekir. Kefaret şu şekilde yerine getirili: Mümin bir köleyi azad etmek, veya on yoksulu doyurmak, veya onları giydirmek. Şayet bunları yapacak durumda değilseniz. Üç gün oruç tutarsınız. Ayette şöyle geçmektedir: “Allah size rasgele yeminlerinizden dolayı değil, bile bile ettiğiniz yeminlerden ötürü hesap sorar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azad etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yeminlerinizin keffareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.” (Maide/89)
(.. Şeyh Abdullah bin Ğadyan Ş,eyh Abdurrazzak Afifi, Şeyh Abdulaziz bin Abdullah bin Baz.(Daimi Fetva Kurulu Fetvaları 23/73)
Şeyh İbn Useymin’e şöyle soruldu:
Arkadaşlarla lokantada yemek yediğimizde birisi kalkar hesabı ödemek ister ancak benim ödeyeceğime dair yemin ederim. Ancak arkadaşım bunu aldırmayarak hesabı öder, bu caiz mi? Yemin ettiğim için keffaret gerekir mi?
Cevap:
Birincisi: Soru soran kişiye nasihatımız başkasının bir şeyi yapması veya yapmaması üzerine yemin etmesin. Çünkü bu davranış başkasını zor duruma bırakır.
Kefaret konusu ise şöyledir:
Şayet bir kimse; kendisi veya başkasının bir şeyin yapılması veya yapılmaması için yemin ederse iki durumdan biri olur.
Birincisi bu yemin Allah’ın dilemesine bağlamasıyla olur. yani şöyle der: inşaallah/Allah dilerse şöyle yapacağım veya sen şöyle yapacaksın.
İkincisi yemini Allah’ın dilemesine bağlamamasıyla olur.
Şayet yemini Allah’ın dilemesine bağlarsa yemin bozulmaz ve keffaret gerektirmez.
Ancak Allah’ın dilemesine bağlanmazsa bu durumda aykırı davrandığı yemin için keffaret vermekle yükümlüdür.
Yemin ederken “inşaallah” demenin iki büyük faydası mevcuttur:
Birincisi: Yemin ettiği konuyu kolaylaştırır. İkincisi: Yemininden döner veya yemin ettiği durum tersini yaparsa keffaret gerektirmez.
Böylece arkadaşının ödeme yapmaması için yemin eden kimse, arkadaşı buna bağlı kalmayıp ödeme yaparsa keffaret vermekle yükümlüdür. (Fetava nurun ala derb 11/256-257)
Ayrıca daha sonra arkadaşına gidip verilen ücreti vermen keffareti düşürmez. Çünkü yemin bozulduktan sonra sani vacip olmuştur.
Daha detaylı bilgi için (45676 ) nolu sorunun cevabına bakınız.
En iyisini Allah bilir.