Perşembe 25 Cemaziyes-Sani 1446 - 26 Aralık 2024
Türkçe

Ehli Sünnet Ve El Cemaat’a Göre Taifetul Mansura’nın Özellikleri

Soru

Şer’i olarak Müslüman’ın cemaat hususunda uyması gereken şartlar nelerdir?

Cevap metni

Allah’a hamd olsun.

Müslüman bir kimse; Ehli Sünnet ve el Cemaat’ın Taife el Mansura kervanına katılmak, Selefi kalih’e tabi olmak, Dünyanın neresinde olursa olsun onları Allah için sevmek, onlarla hayırlı işlerde ve takvada yardımlaşmak ve onlarla birlikte Allah’ın dinine destek olmakla yükümlüdür.

Taifetul Mansura’nın Özellikleri

Bu topluluk hakkında Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’den birçok sahih hadis rivayet edilmiştir, bazıları şöyledir:

Muaviye r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini işitmiştir:

“Ümmetimden bir taife/topluluk, Allah’ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onları yardımsız bırakanlar ve onlara muhalefet edenler bu taifeye asla zarar veremeyeceklerdir! Allah’ın kıyamet emri gelinceye kadar bu taife insanlara galip ve muzaffer halde kalacaktır!”

Ömer bin Hattab (r.a)’dan rivayetle Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ümmetimden bir taife kıyamet saatine kadar hak üzere muzaffer olmaya devam edecektir.”

Muğire bin Şu’be r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’den şöyle işitmiştir:

“Ümmetimden bir topluluk, Allah'ın emri onlara gelinceye dek insanlara galip gelmeye devam edecektir.”

İmran bin Husayn r.a’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ümmetinden bir taife, sonuncuları Mesih-i Deccal ile savaşana kadar kendileriyle savaşan kimselere galip gelerek hak için cihad edecektir!”

Bu hadislerden birkaç husus anlaşılmaktadır:

Birincisi:

“Ümmetinden bir taife” sözü gereğince söz konusu ümmetin tümü değil ümmetten bir topluluk olduğu ayrıca ümmette başka topluluklar da olduğu anlaşılmaktadır.

İkincisi:

“Onları yardımsız bırakanlar, onlara zarar veremezler” sözünden anlaşıldığı üzere Taifetul Mansura’ya muhalif olacak bir takım fırkalar olacak. Bu da yetmiş iki fırka, Fırka-i Naciye’nin hak üzere olmasına rağmen ona muhalif olacakları bilgisini destekler.

Üçüncüsü:

Her iki hadis de hak ehline müjdeler taşır. Taifetulmansura hadisi ise zafer, yardım ve Dünya’da üstün gelecekleri hususunda müjdeler.

Dördüncüsü:

“Allah'ın emri onlara gelinceye dek” bundan maksat her mümin erkek ve mümin kadının ruhunu alan rüzgar gelinceye dek.

Bu anlam, “Ümmetimden Allah’ın emrini hakkıyla yerine getirecek bir taife Kıyamet gününe kadar devam edecektir” hadisi ile çelişmez. Çünkü bunun anlamı Kıyamete yakın ve Kıyamet alametleri zuhur edip yumuşak bir esinti gelip müminlerin ruhunu alıncaya dek, anlamına gelir.

Taifetul Mansura’nın Özellikleri

Yukarıda rivayet edilen hadisler ve aşağıdaki özellikleri içeren diğer rivayetler ışığında şu hususlara varılmıştır:

1-Bu taife/topluluk hak üzeredir:

Zira gelen rivayetlerde onların “Hak üzere” oldukları, “Allah’ın emri üzerinde” oldukları, “Din üzere” oldukları zikredilmiştir. Tüm bu sözcükler, taifenin Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in gönderildiği doğru din üzere istikamet ettiklerini gösterir.

2-Bu taife, Allah emriyle varlığını sürdürür.

Bunun anlamı şudur:

a-Allah’a davet etme sancağını taşıyarak diğer insanlardan farklıdırlar.

b-“İyiliği emretmek ve kötülüklerden alıkoymak” görevini yerine getirirler.

3-Bu Taife, Kıyamet gününe kadar varlığını sürdürür:

Hadisler bu topluluğu şu şekilde nitelemiştir:  “Ümmetimden bir taife Allah’ın emri onlara gelinceye dek muzaffer olmakta devam edecektir.” Başka bir rivayette “Hak üzere muzaffer” veya “Kıyamet gününe dek muzaffer olacaklar” “Onlara muhalefet edenlere karşı muzaffer olacaklar”

Bu üstünlük ve zafer durumu şunları ifade eder:

-Bu topluluğun açıkta olmaları ve tanınmaları, yani bunlar gizli bir oluşum değildir.

-Bulundukları hak din ve istikamet üzerinde sabit kalmaları ve din düşmanlarıyla cihad edip Allah’ın emirlerini yerine getirirler.

-Hadiste geçen “Zuhur” sözcüğü galibiyet anlamına gelir.

4-Bu topluluk sabırlı ve dayanıklıdır:

Ebu Salebe el Huşani r.a’dan rivayetle Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi:  “Sizden sonra sabır günleri vardır, bu günlerde sabır avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”

Taifetul Mansura kimlerdir?

Buhari şöyle dedi: Onlar ilim ehlidir.

Birçok ilim ehli bu gurubun “Hadis ehli” olduğunu savunur.

Nevevi şöyle dedi: “Bu Fırka farklı mümin topluluklardan oluşabilir. Bazılar cesur savaşçı, bazıları fıkıh alimi, bazıları muhaddis, bazıları zahid, bazıları iyiliği emreder ve kötülükten alıkoyar ve daha nice hayırlı nitelik sahipleri..)

İbn Hacer Rahimehullah şöyle dedi: Bu Taife’nin bir şehirde toplu olarak bulunmaları şart değildir. Bilakis bir yerde toplanabildikleri gibi yeryüzünün farklı bölgelerinde olabilirler. Belki de yeryüzünden yok olabilirler. Öyle ki sadece bir şehirde kalır ve Allah’ın gelince tamamen yok olurlar.

Alimlerin tüm konuşmaları şu yöndedir: Bu taife insanlardan belirli bir topluluk olmadığı gibi bir şehre bağlı değiller. Her ne kadar sonları Şam’da olacak ve Deccal ile savaşacaklar ise de belirli bir coğrafya ile sınırlı değiller.

Şüphesiz Akide, Fıkıh, Tefsir ilimleriyle meşgul olanlar, şer’i ilimleri öğrenen, öğreten ve davet ederek tatbik edenler; Taife Mansura’nın özelliğini taşımaları başkalarından evladır. Bunlar cihad etmek, iyiliği emretmek, kötülüklerden alıkoymak, bidat ehline cevap vermek gibi görevler ancak vahiy ile destekli doğru ilimle mümkündür. Allah bizi onlardan eylesin ve peygamberimiz Muhammed’e salat ve selam olsun.

Kaynak: Şeyh Muhammed Salih el Müneccid.

En iyisini Allah bilir.

Kaynak: Şeyh Muhammed Salih El Muneccid